25 Haziran 2012 Pazartesi

Kuzey İspanya

Bu yazıyı geziye çıkmadan yazmak istiyordum ama nikah koşuşturması yüzünden bir türlü fırsat bulamadım. Lütfen siz de, gezi öncesi yazılmış hazırlık yazısı olarak okuyunuz.

İspanya kültürüne bodoslamadan girişim sanırım flamenko sanatçısı El Cigala sayesinde oldu. Sonrasında yaptığım Barcelona gezisinde hem bu şehre hem de kültürüne vuruldum. Tadı o kadar damağımda kalmıştı ki, hemen arkasından Endülüs'e de gitmiştim. Bu söylediğim işler de yedi sene öncesinin işleri...

İspanya'nın yemekleri, insanları, şarapları, kültürel farklılığı ve zenginliği beni çarpmıştı. O kadar vurulmuştum ki, Londra'da yaşarken, beş haftalık yıllık iznimde, Barcelona'da bir dil okuluna gitmenin hayallerini bile kurmuştum. Türkiye'ye dönüşüm, dil okulunun hayal olarak kalmasına neden oldu.

Bu seferki İspanya gezim Barcelona'da başladı. Sonrasında arabayla San Sebastian'a geçtik ve deniz boyunca bütün Kuzey İspanya kıyısı boyunca batıya doğru devam ettik.

Hiç tanımadığınız bir coğrafyada, neyle karşılacağınızı bilmeden, sadece hayal ederek yolculuk yapmanın, dilediğiniz yerde durarak, dilediğiniz yemekleri tadarak ilerlemenin, sanki sonu hiç olmayacak, hiç bitmeyecek bir yolculuğu sürdürmenin özgürlüğünü bilir misiniz?

Bu geziyi yıllar önce hayal etmiştim, balayımda gerçekleştirdim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder