22 Temmuz 2012 Pazar

Hicret

Onu Barcelona'da, yerin beş kat altındaki bir otoparkta tanıdım. Kömür karası rengine rağmen ilk bakışta sevemedim.

Nasıl sevebilirim ki, bir başkasıyla karşılaşacağımı hayal etmiştim. Hayal de değil, öyle söz vermişlerdi. Büyük beklentiler, büyük düş kırıklıkları yaratıyor. Ona sonradan çok ısınacağımı, hatta onu çok seveceğimi tahmin edemezdim. Ama ilişkimizin 'ciddiye' dönüşmeyeceği, 'flört' olarak kalacağını ikimiz de biliyorduk. Yaz aşkı olacaktı.

Ben aklımın estiği yere gitmek, geride bıraktığım hiçbirşeyi düşünmeden, yeni yerler, yeni insanlar keşfetmek istiyordum. Hiçbir şeye bağlanmadan, hiç kimseye söz vermeden, sadece gitmek...

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Bisiklet turu

Taksim'den bisiklet kiralayıp, Tepebaşı Bulvarı'ndan aşağı indiniz, Perşembe Pazarı'nı, esnafı selamlayarak geçip Galata Köprüsü'nden Eminönü Meydanı'na ulaştınız. Kapalıçarşı'yı baştan aşağı dolaşmaya başlamadan bisikletinizi otobüs durağının arkasındaki korkuluklara bağlasanız. Ne güzel turistik bir gezi olurdu değil mi?

Taksim'den Eminönü'ne bisikletle sağ salim gelebilen adama deli derler. Bunu hayal edin ama İstanbul'da sakın yapmayın.

Ama biz benzerini Barselona'da yaptık. Bisikletimizi kiraladıktan sonra La Rambla'dan yukarı doğru vurup hafif çapraz yaparak Sagrada Familia'ya ulaştık. İçine girmedik, kalabalıktan ve itiş kakıştan çekinip, hemen yanındaki parka oturup kiliseyi seyrettik.