tag:blogger.com,1999:blog-80656441923201299902024-03-05T09:51:10.964+03:00Whoo Ah!Bir tutam Madrid, bir tutam Londra, bir tutam İstanbul, bolca TrakyaEvren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.comBlogger91125tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-76424844476635358332020-05-24T12:56:00.000+03:002020-05-24T12:56:14.627+03:00Madrid<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkIJT8k1Gl2kygCy7XkxiD_ZXtqFihTy4ORYRLLFFGUhzRvfGJTY6ntlJhMyj5N3jefeJJ4XtAl2-RS4JI9_8awK5UK6AUErwq8lFmYJ-GgjWFcJi7l3p8BBj6eUcAoh0Q2DYPqmkLs1-u/s1600/A6E3640C-1D73-48E8-9A4E-7BCBC351B801.jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: justify;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkIJT8k1Gl2kygCy7XkxiD_ZXtqFihTy4ORYRLLFFGUhzRvfGJTY6ntlJhMyj5N3jefeJJ4XtAl2-RS4JI9_8awK5UK6AUErwq8lFmYJ-GgjWFcJi7l3p8BBj6eUcAoh0Q2DYPqmkLs1-u/s400/A6E3640C-1D73-48E8-9A4E-7BCBC351B801.jpeg" width="300" /></a></div>
</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Madrid Bajaras Havalimanı’na ineli bugün tam üç sene oldu. İki kişilik bir aile olarak gelmiştik, şimdi üç kişiyiz. Üç sene için gelmiştik, daha ne kadar buradayız bilemiyorum.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Fotoğrafta gördüğünüz metro planını, Madrid’deki işle ilgili mülakatlar tamamlanmış, benim seçildiğim kesinleşmiş, çalışma izni başvurusu için evraklarımı toplarken internet sitesinden indirmiştim. Kocaman harflerle yazmışlar zaten, Ocak 2017 tarihi itibariyle faaliyette olan metro hatları gösteriliyor. Madrid’deki raylı hatlar metro ile sınırlı değil, bir de öteden beri benim pek kullanmadığım “cercanias” dedikleri banliyö hatları var. Madridliler bu konuda çok şanslılar.<br />
<a name='more'></a></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<div style="text-align: justify;">
2017 yılının Ocak ayında Madrid’de hangi semtte yaşarız diye hayaller kurarken, sağdan soldan topladığım bilgilerle bu harita üzerine notlar almışım. Özellikle beş semti işaretlemişim. Birincisi Salamanca, nasıl desem, kalburüstü sakinleri, dünyanın en pahalı mağazalarının zincirlerinin yer aldığı Serrano Caddesi ile sanırım İstanbul’un Etiler semtine denk geliyor. Son günlerde de, özellikle benim haritada işaretlediğim Nuñez de Balboa muhitinde, hükümet karşıtı yapılan gösterilerle gündeme geldiler. Sloganları özgürlük ama aslında evde karantinada canları sıkıldığı için, yazlıklarına gidebilmek için serbestlik istiyorlar. Protestolarını da ellerinde golf sopasıyla yaparak sol kesimin diline düştüler. Hükümete olan bu tepkiyi fırsat bilen aşırı sağ parti Vox, diğer şehirlerde de gösterileri organize edip ulusal bir harekete dönüştürmeyi amaçladı. Önümüzdeki hafta restaronların açık alanlarında yüzde elli kapasiteyle çalışmaya başlamasıyla bu protestoların biraz azalacağını düşünüyorum. Ama tabii, hayatının büyük çoğunluğunu dışarıda geçiren Madrid sakinlerine bu da yetmeyecektir.</div>
</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
En aşağıda işaretlediğim yer La Latina imiş. Sanırım burası seyahat noktası olarak çok tavsiye edildiği için benim de notlarıma girmiş, buraya şehrin “old town”ı diyebilirim. Bugünlerde oldukça “trendy” ama yakın zamana kadar da, öyle insanların çok da sık uğradığı bir yer değilmiş. Fakat şimdi ya da karantina öncesinde diyelim, dünya mutfaklarından örnekler bulabileceğiniz lokantaları, canlı müzik barları ile özellikle haftasonları oldukça rağbet gören bir semt. Sarı hat üzerinde, La Latina’nın biraz aşağısında yer alan “Embajadores” ise, Time out tarafından dünyanın en cool semti seçildi. Bana özellikle bazı saatler çok tekin bir semt gibi gelmiyor, yine de dikkat edin derim.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Haritada La Latina’nın hemen yukarısında işaretlediğim semt de Malasaña. Geceyarısı ikide kapılarını açan klüpleri, enerjisi hiç bitmeyenler için öğlen saat 12ye kadar açık olan “after club”ları, eşcinselleri, fahişeleri, serserileri ile burası yirmi dört saatten fazla yaşayan bir yer. Yakın tarihe merakı olanlar, özellikle Franco sonrası, özgürlüklerini kazanan İspanyol halkının, yılların bastırılmışlığıyla Malasaña caddelerinde geçen alkol, uyuşturucu ve seks hikayelerini okuyabilirler. Almodovar da bu dönemin gençlerinden biridir. </div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Haritanın en üstünde de Chamartin işaretlenmiş, sanırım biraz lojistik kaygılarla yapmışım bunu. Kuzeye doğru büyüyen Madrid’in görece yeni semtlerinden biridir ve biraz önce diğer semtler için bahsettiğim gibi, en azından benim bildiğim bir hikayesi yoktur. Çok çirkin dört gökdelen kondurulmuş, beşincinin inşaatı devam etmekte olan, ve bana göre Madrid’in yeni sahibi bunlardır mesajı verilmek istenen bir bölgedir. Çünkü Madrid’e hangi yönden giriş yaparsanız yapın, ilk dikkatinizi çeken bu dört gökdelen. Bu semtte Madrid’in ikinci büyük tren istasyonu yer almaktadır, belki bu aranan hikayesi olabilir.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Fotoğrafın en tepesine de, eriştiğim kaynaklardan her semti bir kelime ile tanımlamaya çalışmışım ama La Latina ve Chamberi için aynı kelimeleri kullanarak hata etmişim, bunu ancak burada yaşadıktan sonra söyleyebiliyorum.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
İşaretli yerlerden beşincisini ve benim de yaşadığım Chamberi semtini en sona bıraktım. Gerçi bazı arkadaşlar benim Chamberi sınırları içerisinde yaşamadığımı iddia edip Almagro (Almodovar’ın Sinir krizi eşiğindeki kadınlar filminde, Carmen Maura’nın gece bir bankta oturduğu caddeden çıkaracaksınız, aynı zamanda muhitin de adıdır) tarafına dahil edilmem gerektiğini söyleyebilirler ama netice itibariyle insanın ne hissettiği önemli. Madrid’e gelmeden, bu harita üzerinde notlarımı paylaştığım üzere, Chamberi semtinde, özellikle Plaza de Olavide etrafında bir ev bulabilmeyi hayal etmiştim. Hatta haritanın üzerinde yazdığım notta da göreceğiniz üzere ortalama kiranın 14 eur/m2/ay olduğunu bile yazmışım. Bu üç sene önceki fiyatlar, şu anda aldı başını gitti. Bu arada fiyattan öte, merkezde internetten bir ev bulup, kiralamanın ne kadar zor olduğundan bahsetmem gerekiyor. İş arkadaşlarım söyleyene kadar pek farkına varmamıştım ama ilana çıkan merkezdeki bir ev, güneş almama, bodrum katta olma gibi büyük bir sorunu yoksa yaklaşık bir saat içinde yeni kiracısına kavuşuyor. Bana tavsiyelerinden biri, ilanı görür görmez aramam, merkeze yaklaşık 45 dakika mesafedeki işyerinden bir taksiye atlayıp evi ilk gören kişi olmamdı. Tuttuğumuz evi de neredeyse bu şekilde bulmuştuk. Ev ilana düştüğü an ilk arayan bizdik, ev sahibini bütün erteleme çabalarına rağmen yarım saatte getirip, ikna edip evi tutabilmiştik.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Yani aslında Türkiye’deki gibi kiracıların uzun uzun düşünüp onlarca seçenek arasından karar verdikleri bir durum yok Madrid’de, en azından merkezdeki evler için. Burada ev sahipleri kral anlayacağınız. Ama herseye rağmen, haritada işaretlemiş olduğum yerlerin tam ortasında, Alonso Martinez’de tutabilmişiz evi. Bu da öncesinde dersine çalışmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir deneyim olsun size.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Mahalleme o kadar alıştım ve o kadar çok seviyorum ki, her yere erişiminin kolaylığı, sakin bir sokakta olması başka bir yerde yaşamam düşüncesi yaratıyor bende. Asansörsüzlük bile yormuyor neredeyse. </div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Yıllar önce, sanırım 2005 yılında, bir basketbol organizasyonu başarısı sayesinde ödül olarak Barcelona’ya gelmiştim. Havası, insanları, kültürü beni o kadar çok etkilemişti ki, Ispanyolca öğrenmenin hayallerini kurup, bir süre Ispanya’da yaşamanın planını yapmıştım. Ne kadar şanslıyım ki, yıllar sonra, hem de burada çalışarak bu hayalimi gerçekleştirdim, buralı, Madrid’li bir kızım oldu ve bu ülkenin kültürünü daha fazla öğrenip, merak ettiğim yerlere gitmenin heyecanı içimde hiç dinmiyor. </div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Madrid’i Ankara’ya benzeten olursa hiç önemsemeyin, İstanbul’u denizden ibaret sanıyordur.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
</div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-18397531678645878402020-05-03T12:29:00.002+03:002020-05-03T12:29:46.837+03:00Korona Günlüğü*<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7NtNJ53ggRW7wTRznoA-gPHoce2JxkMs70JU5DbBgEl3Ukg3u4z1kZoHuHHIfsYtYSsozf5QkLc35EBMyQpfx7Petpt6Za6M9z90XQpeNwg-0D6EZtqK9Q-ERC85gLbKTCjqQ1F24ywCP/s1600/IMG_1237.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1021" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7NtNJ53ggRW7wTRznoA-gPHoce2JxkMs70JU5DbBgEl3Ukg3u4z1kZoHuHHIfsYtYSsozf5QkLc35EBMyQpfx7Petpt6Za6M9z90XQpeNwg-0D6EZtqK9Q-ERC85gLbKTCjqQ1F24ywCP/s320/IMG_1237.jpg" width="204" /></a></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Madrid’de karantina başlayalı sanırım elli gün oldu. Hesap kitap yapmaya elim varmıyor, birkaç gün eksik ya da birkaç gün fazla olabilir. Bunun için tartışmaya değmez, bunca zamandır evdeyiz.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Çin’den ziyade hastalık İtalya’da yayılmaya başlayınca, Madridliler’in daha fazla dikkatlerini vermelerine yolaçtı doğal olarak ve giderek artan bir kaygıyla durumu takip etmeye başladılar. İki ülke takımları arasında oynanan maçlar, ticari ilişkiler, seyahatler derken, her ofiste koronaya yakalanan çalışan olduğu haberleri veya dedikoduları ağızdan ağıza dolaşmaya başladı. 8 Mart’a gelene kadar insanlar tedirgin olsa da, gazetelerde vaka haberleri çıksa da, çok dert etmeden ofislerine gidip gelmeye devam ettiler. Ama 8 Mart’taki Kadınlar Günü etkinliklerine göğüs göğüse katılım, karantinaya varış sürecini hızlandırdı. Zaten gösteriden sonra birkaç hafta içerisinde de, bu etkinliklere katılıp en önde poz veren bir çok katılımcı hastalığa yakalandığını açıkladı.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</div>
<a name='more'></a><br />
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Biz de ofis olarak, yukarıda anlattığım şekilde gelişmeleri takip ederken, hastalığa yakalanmış olabileceği söylenen arkadaşlarımız olabileceğini duyup, çalışmalarımıza devam ettik. Ta ki 10 Mart sabahına kadar. Ofise geldik, ekranlarımızı, bilgisayarımızı ne varsa toplayıp, süresi belli olmayan ‘teletrabajo’ durumuna başlamış olduk. Hatta o gün eve varmadan bir kaç temizlik malzemesi almak için uğradığım Mercadona (oraların Migros’u) kasalarının önünde, ağzına kadar dolu sepetlerle sosyal mesafe gözetilerek uzun kuyruklar oluşmuştu bile.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Sonrasında evden genellikle 5 günlük aralarla dışarı çıkıp alışveriş yaptık. Genelde de hep ben çıkıyordum. Market önlerinde sosyal mesafemizi koruyup sıraya giriyor, marketin alanı kaç kişiye imkan tanıyorsa o kadar kişi içerde alışverişimiz yapıyorduk. Girerken de elimize sıkılan dezenfektan ile elimizi yıkıyor, maskemizi ve eldivenimizi hiç çıkarmıyorduk. </div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Şunu da ifade etmem gerekiyor, Mercadona ürün tedariği açısından bu işi ilk günden itibaren çok iyi yaptı. İlk zamanlarda insanlar panikle, daha sonra bulamayabilecekleri telaşıyla çok fazla alınan ürünler bile, ertesi gün aynı şekilde raflarda yerini aldı. O günlerde İspanya Kralı VI. Felipe, Mercadona yöneticileriyle yaptığı bir toplantıyı twitter hesabından paylaşmıştı. Aynı şekilde şu aralar, İspanya’nın uluslararası algısını iyileştirmek ve kuvvetlendirmek için, dünyaca tanınan yıldızlarla (Antonio Banderas, Rafael Nadal, Pau Gasol gibi) yaptığı görüşmeleri paylaştığı gibi.. Sonuç olarak Mercadona bu koşullarda çok iyi iş yaptı ve taze balık reyonunu her zaman çeşitli ve dolu tutabilecek tedarik zincirini korumayı başardı.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<br />
Açıkçası ilk zamanlar evden çalışmak, ‘teletrabajo’ yapmak, trafikte vakit kaybetmemek (ofis Madrid dışında olduğu ve biz şehir merkezinde yaşamayı tercih ettiğimiz için sabahları bir saate yakın alıyor işe varmak), ailece daha fazla vakit geçirmek, kitap okumak ve film izlemek için daha fazla zaman yaratabilme imkanı olsa da, 80m2 ev bir süre sonra hücreye dönüşüyor ve insanların doğal olarak tahammül sınırları da düşmeye başlıyor. Tabii Ispanya’daki durum da giderek kötüleşmeye başladıkça ev içindeki moral motivasyonu yüksek tutmak imkansızlaşıyor. Bir de onunla sürekli ilgilenmek zorunda olduğunuz küçük bir çocuğunuz varsa, anne ve baba ikisi de çalışan ailelerde, günlük iş planlamasını yapmak ayrı bir iş haline geliyor. İtiraf etmeliyim ki Dilek’le şu aralar oldukça zorlanıyoruz ve işlerimizi yetiştirebilmek için, Meriç yattıktan sonra da çalışmaya devam ediyoruz.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Evden beş günde bir çıkıp, hijyen tavsiyelerinin çok üzerinde uygulamalar yapsak da, sanırım ailece bu illet bizi de buldu. Hastalığı en hafif ben geçirdim, boğazımda birkaç gün ‘batma’ şeklinde ağrı, aynı zamanlarda ve hemen hemen aynı süre boyunca da eklem ağrılarım oldu. Çok üzerinde durmamıştım, evde spor yapmaya çalıştığım için ağrıların hantallığımdan olabileceğini düşünmüştüm. Fakat Dilek benden daha ağır geçirip, öksürük, halsizlik, koku ve tat kaybı gibi semptomlar da gösterince, ee tabi bir de twitter sağolsun, bu hastalığı geçirdiğimizi anladık.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Açıkçası Dilek biraz daha ağır geçirince panikledim çünkü Ispanya’daki hastaneler, yatak kapasitenin sınırlı olması nedeniyle, durum çok ağırlaşmadıkça yani hastanın ciddi bir solunum problemi olmadığı müddetçe hasta kabulü yapmıyorlar, sadece telefon üzerinden tavsiye veriyorlardı. Hatta Madrid’deki yatak kapasitesini artırmak için Kongre Merkezi IFEMA bir hastaneye dönüştürüldü ve bu salgınla mücadele konusunda önemli bir merkez oldu. Dün itibariyle, İspanya’nın salgınla savaşında önemli mesafe katettiği için bu hastane kapatıldı ve tekrar birincil fonksiyonuna dönmesi için çalışmalar başlatıldı. Bu kapanışı bir etkinliğe dönüştüren ve bu mücadelede de çalışmasını göz önüne çıkarmak isteyen Madrid Comunidad Başkanı Isabel Diaz Ayuso da, bu etkinlikte sosyal mesafe sınırını korumadığı ve gereksiz bir iletişim faaliyeti yaptığı için hükümet yanlısı gazetelerin eleştirilerine maruz kalmış durumda. Bir kaç gün önce de, siyahlar içinde, bu hastalıktan kaybedilen insanlar için gözyaşı dökerken akan siyah makyajıyla gazete manşetlerindeydi yine. Dünyanın heryerinde siyaset aynı.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Elli gündür evde olmak, Paskalya tatili için hayaller kurup Türkiye’ye gidememek, insan görememek derken, geçen hafta itibariyle ‘yeni normalleşme’nin tanımı yapıldı İspanya’da. Bugünden itibaren sabah ve akşam spora ve yürüyüşe çıkılabilmesi, iki hafta içinde restaronların 30% kapasite, daha sonraki iki hafta içerisinde 50% kapasite ile çalışmaya başlaması, Pazartesi günü maskeyle toplu taşıma imkanının olması gibi hayata geçecek uygulamalarla Haziran sonu itibariyle hayatın, belirlenen tanımlar içinde ‘normale’ dönmesi planlanıyor. </div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
İki ay sonra bugün Meriç’le, izin verildiği şekilde bir saati geçmeden ve evimizin bir kilometre sınırı içerisinde yürüyüşümüzü yapıp, kaldırımda kuşları kovalayıp, yüzümüzde tarifsiz bir gülümseme ile eve döndük. Lakin parklar halen kapalı, çocuklar ve tabii öncelikle anne ve babalar mesafe konusunda halen temkinli ama günler sonra bunu yaşamak bile ‘havamızı’ değiştirmeye yetti işte.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
Umarım son zamanlarda çıkmaya başlayan ve bence insanlardaki tedirginliği devam ettirmeye yönelik olabilecek (detaylara girmedim ama çok komplo teorisi de okudum) 2. dalga hiç buralara uğramaz da biz de en kısa zamanda ailece yeni keşiflerimize başlayabiliriz.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<br />
Sanırım en çok araba kullanmayı ve yeni yerlere gitmeyi özledim.</div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 12px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
* Bu yazı 2 Mayıs 2020 tarihinde yazılmıştır</div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-62940839515715414272019-12-01T20:38:00.000+03:002019-12-01T20:38:06.329+03:00Un viaje en coche desde Madrid a Enez<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>ES</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
<w:UseFELayout/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Tabla normal";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNormal">
Llegue a Madrid hace dos
años y medio debido al cambio en mi trabajo.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Quiero contaros mi viaje que hice en el verano pasado con mi
familia. Fuimos a Turquía en coche. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyeCT3vsG9bezmGGZMVB62c9tLJ5aoee9R5qlGe0VNzBOhJePavJYQ19FNm5wpqDzbbIlFy5JUCc3PWBKzXG9bcNU-WOnJqnISpc_ro6-EP_p-h4r_0KTG_Zih6MCrhxSy38NdI2WigjC6/s1600/1+Presentacion3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyeCT3vsG9bezmGGZMVB62c9tLJ5aoee9R5qlGe0VNzBOhJePavJYQ19FNm5wpqDzbbIlFy5JUCc3PWBKzXG9bcNU-WOnJqnISpc_ro6-EP_p-h4r_0KTG_Zih6MCrhxSy38NdI2WigjC6/s320/1+Presentacion3.jpg" width="240" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<a name='more'></a><br />
<div class="MsoNormal">
Pero antes de empezar a contarlo, me gustaría presentaros a mi
familia. Esta imagen se hizo el primer día del viaje. Estamos en frente de
nuestra casa. <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;"><span style="mso-char-type: symbol; mso-symbol-font-family: Wingdings;"></span></span> Como<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>veis en esta imagen, tenemos una hija,
Madrileña que se llama Meriç. Ahora tiene diez meses pero tenía solo siete
meses durante nuestro viaje. A ella le gusta viajar y disfruta con <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>descubrir destinos nuevos. Y mi mujer Dilek,
acabó de trabajar en <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>el banco en Turquía
y empezó a trabajar en una empresa de seguros después de venir a Madrid. Hasta ahora, desde siempre preferimos viajar en coche en otras ocasiones hemos
viajados <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>desde Estambul hasta Grecia o
hasta Italia. Pero éramos solo dos. Este viaje fue instinto por<span style="mso-spacerun: yes;"></span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>primera vez y a partir de entonces seremos <span style="mso-spacerun: yes;"></span>tres. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO7KFbVpJa84c0HWe4Hsm8SHHQRlXZYItSIAJMGrqpxYQqwubTu0XlbA4WE-mxWXazB8mS91vKBZyRVvgnwIHSancfg2mRuy9tOfCKxdTXnOo5h-JGvJ5KVaPI5Dr9otwILHuRF29wjLtJ/s1600/2+Presentacion3.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO7KFbVpJa84c0HWe4Hsm8SHHQRlXZYItSIAJMGrqpxYQqwubTu0XlbA4WE-mxWXazB8mS91vKBZyRVvgnwIHSancfg2mRuy9tOfCKxdTXnOo5h-JGvJ5KVaPI5Dr9otwILHuRF29wjLtJ/s400/2+Presentacion3.PNG" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: red;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: black; mso-themecolor: text1;">Esta imagen
muestra las paradas que hicimos <span style="mso-spacerun: yes;"></span>a lo largo
del viaje. Las verdes son <span style="mso-spacerun: yes;"></span>donde paramos
cuando estuvimos yendo a Turquía y las rojas son las paradas de regreso a
Madrid. En total, recorrimos ocho mil<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>trescientos kilómetros en un mes pasando a
través doce países. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Habíamos planeado todas las<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>paradas hasta Turquía antes de empezar el
viaje. En <span style="mso-spacerun: yes;"></span>las tres primeras noches del
viaje dormimos en<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tienda de campaña. Fue <span style="mso-spacerun: yes;"></span>nuestra primera experiencia de pasar la
noche dentro de una tienda de campaña todos juntos.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Habíamos hecho solo tres reservas que<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>habían sido<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>planeadas <span style="mso-spacerun: yes;"></span>semanas antes <span style="mso-spacerun: yes;"></span>a lo largo del viaje. <span style="mso-spacerun: yes;"></span>El Resto de las reservas fueron durante el
camino y un poco mas difíciles<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>porque
había pocos días de antelación.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinJsVSaMqaSYnTIgz2O9G1rB-obbKwM4jhOMUYkSYBiemXjpRn67oOdCvPOvSF-0OfCaNDZJRj5UMczXyAkPoJTAJcm8MTmPhNbu8ZYHp6nbF-k3X1mwlMACU528ljk9ReGTNCDRG8AMJV/s1600/3+Presentacion3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="835" data-original-width="1123" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinJsVSaMqaSYnTIgz2O9G1rB-obbKwM4jhOMUYkSYBiemXjpRn67oOdCvPOvSF-0OfCaNDZJRj5UMczXyAkPoJTAJcm8MTmPhNbu8ZYHp6nbF-k3X1mwlMACU528ljk9ReGTNCDRG8AMJV/s320/3+Presentacion3.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-top: 12.0pt;">
Ahora os voy a comentar un poco <span style="mso-spacerun: yes;"></span>los sitios en los <span style="mso-spacerun: yes;"></span>que dormimos en España. El primero es un camping
cerca de Vilanova.<span style="mso-spacerun: yes;"></span>Yo <span style="mso-spacerun: yes;"></span>estaba <span style="mso-spacerun: yes;"></span>muy emocionado porque antes no había<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tenido ningún conocimiento <span style="mso-spacerun: yes;"></span>de como montar una tienda de campaña, cómo
organizar las cosas para comer en un camping, nada de nada. <span style="mso-spacerun: yes;"></span>Por eso habíamos comprado una tienda de
campaña que se podia montar fácilmente la que se llama pop-up tiendas.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Como veis en la imagen, es mi primera tienda
que he montado en mi vida. <span style="background-color: white;"><span style="background-attachment: scroll; background-clip: border-box; background-image: none; background-origin: padding-box; background-position: 0% 0%; background-repeat: repeat; background-size: auto;">No
esta nada mal no?</span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
En este camping, me di cuenta de que a los españoles les encanta hacer camping. Fuimos la
única familia que durmió solo una noche en esto sitio. Pero ellos embarcan una
parcela de setenta metros cuadrados que tienen a cocina, el salón, varios
dormitorios. En los campings pasan casi 4 semanas durante el verano. Conocimos
a<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>gente que cada verano pasa su
vacaciones en el mismo camping como si<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tuvieran
una casa en playa. Tras dormir tres noches en <span style="mso-spacerun: yes;"></span>la tienda, <span style="mso-spacerun: yes;"></span>he descubierto que a mí me encanta la idea de
hacer camping.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZBy1xdKnj4DG9fIddXQ5tb8rOOwFRoNpQy851ROiJBrFdbeyzyCU3UQnfqReFS7v9qbtjReNm1atsn60hnTtgca_PJ1ogiuiCTAoVTVBysMVAIS9AtD2aGcKCx80f3c-i0shZnFIVHmIN/s1600/4+Presentacion3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1125" data-original-width="1124" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZBy1xdKnj4DG9fIddXQ5tb8rOOwFRoNpQy851ROiJBrFdbeyzyCU3UQnfqReFS7v9qbtjReNm1atsn60hnTtgca_PJ1ogiuiCTAoVTVBysMVAIS9AtD2aGcKCx80f3c-i0shZnFIVHmIN/s320/4+Presentacion3.jpg" width="319" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: red;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Francamente fue un viaje muy cansado porque cada día teníamos
que hacer unos quinientos kilómetros y teníamos <span style="mso-spacerun: yes;"></span>que recoger todo y<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>hacer nuestras maletas <span style="mso-spacerun: yes;"></span>después de levantarnos.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Creo que cuando dormimos en la tienda de campaña, todo era <span style="mso-spacerun: yes;"></span>más fácil porque no tenia que cargar todo el
equipaje <span style="mso-spacerun: yes;"></span>a una habitación de un hotel.
En <span style="mso-spacerun: yes;"></span>el camping<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>las cosas<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>estaban seguras <span style="mso-spacerun: yes;"></span>en lado de la tienda de campaña, dentro del
coche.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
A pesar de que dormir en hotel fue muy cómodo, tuve que
llevar nuestras pertenencias desde el coche al hotel por tres veces y eso me
mataba de cansancio. <span style="font-family: "Segoe UI Emoji","sans-serif"; mso-bidi-font-family: "Segoe UI Emoji"; mso-fareast-font-family: "Segoe UI Emoji";">😉</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
En Turquía nos quedamos en Enez que <span style="mso-spacerun: yes;"></span>es un pueblo pequeño en la frontera de Grecia.
Pasamos solo cinco días <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>con nuestra
familia e hicimos nuestra ruta para volver a Madrid. Hicimos<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>una ruta distinta de lo que hicimos <span style="mso-spacerun: yes;"></span>para llegar a Turquía. A nuestro regreso
viajamos a lo largo de la costa del Mar Adriatico.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHxXX87ToX6ivRvDQV1CdXWiyVRCHZBC1-waCv51dO3l13upyplDjb-OR6Mbfpz5Oq92rNu0t73Z2oQiFw6IAQQ_aONCktfVYhaUZ361d06cV8sg5V0Ct8kz700IVYlP6g7B20XACqU93f/s1600/5+Presentacion3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1599" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHxXX87ToX6ivRvDQV1CdXWiyVRCHZBC1-waCv51dO3l13upyplDjb-OR6Mbfpz5Oq92rNu0t73Z2oQiFw6IAQQ_aONCktfVYhaUZ361d06cV8sg5V0Ct8kz700IVYlP6g7B20XACqU93f/s320/5+Presentacion3.jpg" width="179" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: red;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Como aventura<span style="mso-spacerun: yes;"></span>, Croacia
es mi destino favorito en este viaje en lo que se refiere a sus playas bonitas.
Por eso, queremos ir a Croacia otra vez<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>este verano y conocer el país con <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>más detalles.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Para recordar este viaje, hemos creado un canal de Youtube
que se llama <a href="https://www.youtube.com/channel/UCt7o8jlQ0Kk6ASuGtyVRatg">Kampista</a>. Queríamos compartir nuestras experiencias
con personas<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"></span>que consideren hacer la misma ruta.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUK1SdeKARaU-sQRvWmqvXeflqOGGAkxGWH9_kBVp5PrimsT3JBnBZ2GW2v2vhVewyUt8XsBbnEbG05k4HB1Bs4xr36PT8khI4cRamxJ8KCQrmRc2GRZ7DM1lUejP_k7dbXYyDme8_q4OF/s1600/6+Presentacion3.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1200" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUK1SdeKARaU-sQRvWmqvXeflqOGGAkxGWH9_kBVp5PrimsT3JBnBZ2GW2v2vhVewyUt8XsBbnEbG05k4HB1Bs4xr36PT8khI4cRamxJ8KCQrmRc2GRZ7DM1lUejP_k7dbXYyDme8_q4OF/s320/6+Presentacion3.JPG" width="240" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: red;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Al Regreso al mismo punto de salida, esta es la imagen que
se hizo el <span style="mso-spacerun: yes;"></span>último dia del viaje. Yo
tengo barba y mi niña, <span style="mso-spacerun: yes;"></span>es mas grande que
en el inicio del viaje.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-74577489760862294192019-08-01T21:47:00.000+03:002019-08-01T21:47:03.486+03:00Madrid Enez Road Trip #2<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj684B6XQbW9eiCpagMvH_IE0RsISLL26OX3-sBn7OMZXw_-zUfShK-vMILp3NKtQV0XB2NV4BNUWhDl-_Ki9JperVAm9eoleYiy8KC3TcidJYJhDz5AKvtQH7bjkU-r4Bwt_dmyOJdHbnO/s1600/D9B47034-6341-4DF1-A8B1-F28F8AAF3F06.jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1067" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj684B6XQbW9eiCpagMvH_IE0RsISLL26OX3-sBn7OMZXw_-zUfShK-vMILp3NKtQV0XB2NV4BNUWhDl-_Ki9JperVAm9eoleYiy8KC3TcidJYJhDz5AKvtQH7bjkU-r4Bwt_dmyOJdHbnO/s320/D9B47034-6341-4DF1-A8B1-F28F8AAF3F06.jpeg" width="213" /></a></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Gezimizin ilk durağını, Barcelona ile Tarragona arasında kalan Cubellas yakınlarında Platja Vilanova isminde bir camping’te veriyoruz. Burası oldukça geniş bir alana yayılmış bir kamping yeri. Resepsiyonu geçince ana yolun hemen sağ tarafında bir restaurant var. Kapısında gördüğüm kadarıyla menu del dia da var, Ağustos dönemini gözönüne aldığımda 3 çeşit yemek, yanında bir içecek 15 EUR. Madrid’in Chamberi semtinde 12 €’ya bulabiliyorsunuz ama burası da yazlık mekan, arada o kadar fark olacak.</span></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 13.1px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;"></span><br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Yemek neyse de, buraya ulaşmak da pahalı. Zaragoza’yı geçince A2’den çıkıp AP2 paralı yoluna girdik, diğer alternatiflere göre 1 saat avantaj sağlıyordu ama 25€ da maliyeti varmış, Otobandan çıkıp, tünelle sahile inmek isterseniz bir 2€ daha talep ediyorlar.</span></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 13.1px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;"></span><br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Kamping seçimimizden çok memnunuz. Tuvaletler, banyo, çamaşırhane bir yana, Meriç gibi küçük bebekleri de düşünüp çok güzel banyo ve alt değiştirme yeri yapmışlar, Olumsuz olarak bahsedebileceğim tek şey, kampingin hemen önünde bir tren hattı var ve sanırım Barcelona Zaragoza hızlı treni bu hattan geçiyor. Denize ulaşmak için de bu tren yolunu aşmanız gerekiyor. Ama çok da abartılacak bir durum değil, yürüyerek 5 dakika içinde deniz kenarındasınız.</span></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 13.1px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;"></span><br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Denize, dalgaların şiddetini azaltmak için sıra sıra dalgakıranlar yapmışlar fakat çok işe yaradığı konusunda şüphelerim var. Yüzmek ya da sadece deniz içinde durmak neredeyse imkansız. Serinleyip hemen çıkmanız gerekiyor. Bunun benzerlerini geçtiğimiz aylarda Valencia’da da görmüştüm, konunun uzmanlarıyla konuyu irdelemem gerekiyor çünkü benim anlayamadığım bir faydası var sanırım.</span></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 13.1px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;"></span><br /></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Bu akşam burada ilk çadır deneyimimiz yaşadıktan sonra, sabah vakitlice toplanıp yolumuza devam edeceğiz. Bu arada ilk gün için başarılı sayılırız, 45 dakika içinde çadırla ilgili herşeyi hazırladık. Bakalım içinde uyuması nasıl olacak?</span></div>
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 13.1px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;"></span><br /></div>
<br />
<div style="font-family: "Helvetica Neue"; font-size: 11px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 11pt;">Kamping olanakları güzel de şu özlediğimiz denizi de bulabilseydik.</span></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-25674880540592349762019-07-27T17:25:00.000+03:002019-07-28T00:11:35.613+03:00Madrid - Enez Road Trip - Yolculuk Öncesi #1<div class="separator" style="clear: both; text-align: right;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ0l8ofz_dq1-LMGCW3DfEbR0S2Uc-p9yg9AMiOUFvaetMDyqFMQT2wtMzzqZ2oHxj4FrHWvKX9T8J8ol_y9fdt4VYumW165orI6sbwOmdEGKgeGTgaaxO4wHNKHnEv9XHhRp20cEeZxOO/s1600/image.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ0l8ofz_dq1-LMGCW3DfEbR0S2Uc-p9yg9AMiOUFvaetMDyqFMQT2wtMzzqZ2oHxj4FrHWvKX9T8J8ol_y9fdt4VYumW165orI6sbwOmdEGKgeGTgaaxO4wHNKHnEv9XHhRp20cEeZxOO/s320/image.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="font-size: 17.41pt;">Yaklaşık bir senedir hayalini kurduğumuz yolculuğa nihayet Ağustos ayı itibariyle başlıyoruz. Yanda gördüğünüz haritayı Ocak ayında, Meriç’in doğumuyla beraber buraya astık. O günden beri de, günde ne kadar yol yapabiliriz, hangi duraklarda durmalıyız, nereleri görmeliyiz bunun üzerine düşünüyoruz.</span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
</div>
<a name='more'></a><span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br />
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Bu yolculuğa hazırlanırken, 6 aylık bir bebekle nasıl seyahat edilebildiğimizi görmek için İspanya’da hem günübirlik hem de konaklamalı bir çok yere gittik. Amacımız, bu seyahatlerde önceliklerimizin farkına varıp gezimizi o önceliklere uygun şekilde planlamaktı. Daha önce İtalya’da başımıza geldiğinden, Ağustos ayının Avrupa’nın tatil için en kalabalık ayı olduğunu göz önünde bulundurup, hem otel sıkıntısı yaşamamak hem de artık arabayla seyahat bakışımızı geliştirip çadır tatiline geçerek, daha kamp odaklı bir gezi yapmaya karar verdik. </span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Ocak ayından bu yana, çadır malzemeleri, kampçılık, kamp yerleri hakkında sayısız video izledim. Zaten malzeme anlamında da alışverişlerimizin büyük çoğunluğunu neredeyse Şubat ayında tamamladık. Niyetimiz Haziran ve Temmuz ayında bir kaç kere çadırda gecelemeyi deneyip yapıp yapamayacağımızı görmekti. Hayat hiçbir zaman planladığınız gibi gitmiyor maalesef. Hastalıklardan ötürü, niyetlendiğimiz halde haftasonu çadır kampı denemelerini yapamadık. Yine de yılmadık ve çadırı evimizin salonunda kurup bir gece içinde kaldık. Galiba yapabiliyoruz ama bunu bir kaç gün sonra daha net görebileceğiz.</span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Daha önce arabayla, çadırda kalmasak bile eşimle çok uzun tatiller yaptık. Bunların genelinde de hep bir gece kalıp farklı bir yere gitmekti. Örneğin Türkiye’den bir Cuma akşamı çıkıp İtalya’ya gitmişliğimiz de var. Dolayısıyla biz alışığız ama 6 aylık kızım Meriç’le çadırlarda bu geziyi nasıl yapacağız göreceğiz. Şunu da söylemek istiyorum. Çok uzun zamandır bu seyahatin heyecanıyla yaşıyorum. Nasıl olacak, neler yaşayacağız, Meriç’le kamp yerlerinde nasıl yapacağız? Bütün bunları görmek için bir an önce bugünün gelmesini bekliyordum. Bu kadar da heyecanlı olduğum için, herkese de bu planımdan bahsediyordum tabii ki. Kime bahsetsem, önce bir sessizlik sonra da madem o kadar istiyorsunuz yapın tabii ki cümlesinin arkasına saklanmış, bu tatili anlamsız bulduğunun dışa vuran politik cümleler...</span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Neyse seyahatimize dönersek, Madrid’den başlayacak, Fransa, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Yunanistan ve Enez’de son bulacak. Dönüş için de Adriyatik kıyılarını boyunca bir rotayı takip edeceğiz. Tabii şunu da söylemem lazım, bu bizim planladığımız bir rota ama eninde sonunda buna yol karar verecek. Eğer sizin de bu güzergah üstünde tavsiyeleriniz, uyarılarınız olursa, buradan mesaj olarak yazarsanız çok seviniriz. Bu rotayı yapmak isteyen insanlara bir fikir verebilirsek ne mutlu bize.</span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Son olarak bir kitap ile bitirelim yazımızı. Ibn Battuta’nın Seyahatnamesi. Bende Yapı Kredi Yayınlarından çıkan baskısı var. 14. Yüzyılda Fas’ın Tanca şehrinden çıkıyor ve 28 yıl boyunca dünyayı dolaşıp, gezdiği yerlerin toplum yapılarını, inançlarını, adetlerini çok iyi yansıtıyor. </span></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"></span><br /></div>
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;">Bakalım, biz neler yapabileceğiz?</span></div>
<br />
<div style="color: #454545; font-family: Helvetica; font-size: 17.4px; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 17.41pt;"><br /></span></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-59300728876900597472019-03-31T00:00:00.003+03:002019-03-31T00:00:58.029+03:00Repsol rehberliğinde Brihuega<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihHV1VShmktggSMuytl6Gk625PHzvp6efyOvc0zApWh4tALmgnB-jhg60wP7tINCieLpLG6dJxbaSYWECjqbvRx_05QpDnAY4_NbIyDQ7p1JW5h2Mo8SwHYpO7MwH7pz-nANMWG46Co5I_/s1600/10.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="864" data-original-width="1296" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihHV1VShmktggSMuytl6Gk625PHzvp6efyOvc0zApWh4tALmgnB-jhg60wP7tINCieLpLG6dJxbaSYWECjqbvRx_05QpDnAY4_NbIyDQ7p1JW5h2Mo8SwHYpO7MwH7pz-nANMWG46Co5I_/s320/10.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: left;">
Blogumda son yazımı yayınlayalı neredeyse beş yıl olmuş. Bu beş yılda neler oldu neler... Benim için en önemlisi kızım dünyaya geldi, baba oldum ve evet hayatım tamamen değişti. Bu değişimleri zaman geçtikçe özümsüyorum ve anlıyorum, belki bunun üzerine ilerde bir yazı yazarım ama bugünün konusu o değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Bu zaman içindeki diğer önemli gelişmelerden biri de Madrid'e taşınmış olmamız. Mayıs ayında bu şehre yerleşeli iki sene olacak, İspanya'nın bir çok yerini dolaştık ama üşengeçlikten herhalde bu sayfada yazamadım. Tabii bir de, uygulamalardaki farklılaşmayla birlikte insanların alışkanlıkları da değişiyor ve uzun yazılar artık pek tercih edilmiyor. Ben de kimi zaman, instagram fotolarının altına yazdığım notlarla yetinir oldum. Sonuçta buradaki yazılara, daha fazla çalışmak, daha iyi hazırlanmak gerektiği için, yazılar daha çok enerji istiyor. Bugün yaklaşık 250 km yol yaptık, asansörsüz üç katlı evimize çocuk arabalarını indirdim ve çıkardım, yorgun eve geldik, kızım içerde uyuyor ve ben oturdum bu yazıyı yazıyorum. Neyse mazaret yok, neticede özlemişim.</div>
<a name='more'></a><div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Dediğim iki aylık bir kızımız olduğu için, çok yorulmadan, akşam eve dönebileceğimiz, haftasonları, Madrid'den günübirlik gidip gelebileceğimiz yerlerin arayışındayız. El Pais, El Confidencial gibi günlük Ispanyol gazetelerinin, özellikle haftasonları eklerinde zaman zaman İspanya'da görmeniz gereken yüz köy başlığında yazılar yayınlanır. Ben de buraya geldiğimizden beri, ilgimi çeken bir yerle karşılaşmışsam, Google Haritalar uygulamama "yıldız" olarak eklerim ki, günün birinde yolumuzu düşürüp keşfedelim. İşte Brihuega , Haritalar uygulamasının bir faydası olarak bu haftasonu hedefimiz oldu. Tabii ben bu yerleri uygulamaya kaydederken, yazıda okumuş olsam bile notlar almıyorum. Nasılsa eğer oraya gitmeye karar verirsem internet araştırma yapar gerekli bilgileri toplarım. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu niyetle Brihuega için araştırma yaparken Guia Repsol'de şehirle ilgili bir yazıya rastladım. Yazı sanki benim için yazılmış, Madrid'den doksan kilometre mesafedeki bu yere yapılacak günübirlik bir geziden bahsediyordu. Görülmesi gereken yerler, yemek yenilecek spesifik bir lokanta ve burada bulabileceğiniz yerel bir lezzet. Yazı o kadar çok hoşuma gitti ki, aynı site de yayınlanan diğer yazıları da incelemek istedim. Ve sonra farkettim ki Guia Repsol'un ayrıca bir telefon uygulaması da var. Guia Repsol ismiyle, Apple ve Android dükkanlarında bulabilirseniz, lakin dili İspanyolca olduğu için Türk pazarında olmayabilir. Maalesef İngilizce içerik de yok. Fakat hizmet ve uygulama çok güzel. Bu arada belki uygulama çok popüler olabilir, bana burun kıvırabilirsiniz fakat yeni keşfettim, kusuruma bakmayın.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Uygulamayı ilgi alanlarınıza göre kişiselleştirebiliyorsunuz. Örneğin, yemek, motosiklet, aile bunun gibi birçok farklı tanım var ve seçtiğiniz tanımlara göre, size sunulan içerikler de öncelikleniyor. Ayrıca yapacağınız rotayı belirlediğinizde, bu rota üzerindeki yerlerle ilgili yayınlanmış yazılar sizin seçtiğiniz tanımlara göre çıkıyor ve bu yazılara göre seyahatinizi zenginleştirebiliyorsunuz. Repsol İspanya'nın önde gelen akaryakıt firması ve bunu da aslında Michelin'den esinlenerek yapmış fakat ortaya çıkan ürün benim için daha çekici çünkü sadece bir restaurant puanlaması değil bu. Bunu İspanyolcamı geliştirebilmem için bir yönteme de çevirmeye karar verdim. Seyahat planlarımızı burada yayınlanan yazılar üzerinden yapacağım. Günün birinde de içerik üretmeye bile başlarım, kimbilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Brihuega, İspanya'da benim tutkunu olduğum, 600 yüzyıl öncesinden İslam etkilerini halen barındıran yerlerden biri. Araplar'ın yaptığı surların bir bölümü halen ayakta, boğa meydanının hemen yanında görebilirsiniz. Coso meydanında Arap mağarası bulunuyor fakat öğlen vaktine denk geldiği için gezemedik. Orada bulunan bilgi notuna göre de buraya giriş biletleri, biraz ilerdeki kasapta satılıyormuş. Repsol rehberindeki yazıda, yazar bu kasapla muhabbet etmiş, domuz pastırması (jamon) yemiş ve hatta İspanya İç Savaşı'nda buranın sığınak olarak kullanıldığını bile öğrenmiş. Aynı yazıda Ernest Hemingway'in de şehre uğradığından ve savaş sebebiyle birkaç gün geçirdiğinden bahsediliyor. Bu mağaranın yer aldığı Coso Meydanının ismi de, yine mağaranın yanında yer alan nota göre Arapça pazar anlamına gelen Zoco kelimesinden gelmekteymiş.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım Repsol'in rehberi, İspanya'da yapacağım rotalarda bana rehberlik etmeye devam eder. Ve dilerim Türkiye'de de buna benzer bir uygulama hayata geçer. Belki de vardır...</div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-39247071793485522062014-07-22T18:09:00.000+03:002014-07-22T18:09:10.088+03:00Yaris<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6AtGRPt0iuu3oVtGOSN78QmZBv7lkZE7GzMu9gaR3XB9R9BL9S6-jVFz_qPazSeedgrln7QRYiggQ2ZZ8j9KAIuz1ndMee2M7kbw2nsvxBJIyJgfenKeE-5g3QPP18p5WtW9iCOP-jvX/s1600/yaris.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6AtGRPt0iuu3oVtGOSN78QmZBv7lkZE7GzMu9gaR3XB9R9BL9S6-jVFz_qPazSeedgrln7QRYiggQ2ZZ8j9KAIuz1ndMee2M7kbw2nsvxBJIyJgfenKeE-5g3QPP18p5WtW9iCOP-jvX/s1600/yaris.jpg" height="200" width="320" /></a></div>
Tatillerin sevdiğim taraflarından biri, eğer araba kiralayacaksanız, farklı modelleri deneyimleme şansı bulmaktır. Özellikle bol konaklamalı, uzun yolculuklarda, gezinin en önemli öğelerinden biridir. Yakıt perfomansı, bagaj hacmi derken bir bakmışsınız gezinin sonunda ailenin bir parçası olmuş ya da içinize hiç sinmemiş, bayram zamanları görmek zorunda kaldığınız bir akrabanıza dönüşmüş.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
İki sene önceki yol arkadaşımız olarak Hertz bize Skoda Fabia'yı layık görmüştü. Onunla ilgili görüşlerimi Hicret yazımda anlatmıştım. Yurtdışında ilk defa araç kiralamanın getirdiği hışırlıkla hiç şartları zorlamamıştım ama bu sefer Napoli asıllı görevli beyaz bir Toyota Yaris teklif edince başka bir seçeneğim olup olmadığını sordum. Yine yeniden Fabia deyince, farklı bir deneyim olması için Yaris'i tecih ettik.<br />
<br />
Açık konuşmak gerekirse kaptanlık (şoförlük de diyebilirsiniz) hayatım Toyota ile başladı ve benim için çok özel bir arabadır. Henüz on üç yaşında, doksan üç model yeşil bir Toyota Corolla ile araba kullanmayı öğrendim. Babamla Edirne'den Dolapdere'deki Toyota Bayii'ne gidişimiz dün gibi aklımda. Dönüşümüzde, iki yüz küsür kilometre yolu çeyrek depo ile gelmiştik de babam inanamamıştı.<br />
<br />
Babam sağolsun, sanırım bilinçaltımda yatan birçok şeyin nedeni de budur, on beş yaşındayken bana güvenip, arabayı yazlıkta bırakırdı. O arabayı on bir sene kullandık. Hatta yirmi bir gün süren, ilk Avrupa tatilimizi, benim de bütün tatillerde yüzlerce kilometre yapmama neden olacak o geziyi de o arabayla yapmıştık.<br />
<br />
Babamın Corolla sevdası o arabadan sonra hiç bitmedi. Halen, iki bin yedi model siyah bir Corolla kullanıyor. Ama aramızda kalsın, doksan üç model yeşil Corolla'sını halen unutamıyor. Bir de arada iki bin dört model kırmızı model bir Corolla var ama ondan hiç bahsetmeyelim.<br />
<br />
Gezide kullandığımız Yaris, 1.0 motor ile Türkiye'deki en baz modeliymiş. Bir seksen beş boyundaki bir adam için, sınıfının en geniş arabalarından biri diyebilirim. Onunla iki haftada, otuz kilo bavul, durmadan çalışan klima, dağ, bayır demeden iki bin on beş kilometre yol yaptık. Bu motor gücündeki bir araç için beklediğimden çok daha iyi bir performans gösterdi. Doğal olarak, yüksek yerlere çıkışlarda zorlandı ama bu sınıf için o kadarcık da olacak. Yakıt tüketim perfomansı da aşağıdaki gibi, yüz kilometrede ortalama 6,89 lt olarak gerçekleşti. Kusuruma bakmayınız, aracın pardon Sophie'nin fotoğrafını çekmeyi unutmuşum.<br />
<br />
925 km - Araç teslimi<br />
1.400 km - 32,00 lt<br />
1.882 km - 34,72 lt<br />
2.323 km - 27,91 lt<br />
2.627 km - 24,70 lt<br />
2.940 km - 19,56 lt <br />
<br />
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-44181659483746468412014-07-22T16:35:00.000+03:002014-07-22T16:35:14.080+03:00Deliler için Güney İspanya<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSHUnIuHUetm01zBWPD0JfluSiT6Q20GNpwiP_NsBJcdi27J9Hh05ZIA1yAf2nINT950QcQbv4j8FSAUo3hqHAmVoyGyQPsoto1uC693fGHbRjnGdfBmxaTe3r_z4JZSKR-C6fBGMOvcsl/s1600/ispanya.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSHUnIuHUetm01zBWPD0JfluSiT6Q20GNpwiP_NsBJcdi27J9Hh05ZIA1yAf2nINT950QcQbv4j8FSAUo3hqHAmVoyGyQPsoto1uC693fGHbRjnGdfBmxaTe3r_z4JZSKR-C6fBGMOvcsl/s1600/ispanya.JPG" height="240" width="320" /></a></div>
Her sabah farklı bir şehre uyanıp, bavulunu toplamaktan sıkılmayan, kafasının estiği şehirde kalıp, hayal kırıklığı yaratan, umduğunu bulamadığı yerlerde yoluna devam eden, günün sonunda, varabildiği son noktada, nerede konaklayacağını düşünmeden, resepsiyonda akşam pazarlığı yapmayı seven ve Güney İspanya gezisi yapmayı planlayan gezginler için bu yazı.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
İki yıl önce balayımızda İspanya'nın kuzeyini benzer şekilde dolaşmıştık. Çok keyifli geçen, İspanya'ya daha da derinden bağlanmamızı sağlayan o geziden sonra amacımız güney sahillerini aynı şekilde dolaşmaktı.<br />
<br />
Yine aynı şekilde Barcelona'dan başladık, kiraladığımız araba ile <br />
iki hafta dolaştıktan sonra Malaga'da gezimizi sonlandırdık. Aşağıda yol duraklarını ve konakladığımız gün sayılarını bulabilirsiniz. (y) ile, konaklamadığımız, yol üzerinde uğradığımız yerleri belirttim.<br />
<br />
Barcelona(2) - Tarragona(y) - Peniscola(2) - Castellon de la Plana(y) - Sagunto(y) - Valencia(1) - Xavita(1) - Cartagena(2) - Murcia(y) - Lorca(y) - Granada(2) - Cordoba(y) - Sevilla(2) - Cadiz(1) - Tarifa(y) - Gibraltar(y) - Ronda(1) - Malaga(1) <br />
<br />
İlerleyen günlerde, vakit bulabilirsem, canım da isterse yukarıdaki yerlerle ilgili daha detaylı bilgiler vermeye çalışacağım. Söz vermiyorum, ama en azından bu yazı bile, Güney İspanya'yı dolaşmak isteyen 'delilere' bir fikir verirse, en azından oralara gitme hevesi yaratırsa, ne mutlu bana...Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-1941121987914474312014-04-20T16:32:00.003+03:002014-04-20T16:32:58.240+03:00Alarga<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggmo5YS61QWXid_rGkBP8N_ngqoBzX0VtvP_bC0h4dF2wKrVS0zHsI_PiXA3B7eTjwiNA6ski6EQENlV5UGN_L18Yq_59XLw_MM79KNPn46EuM-L154G9b6eJPVsh239z-BUvHY0x6xq9g/s1600/garanti.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggmo5YS61QWXid_rGkBP8N_ngqoBzX0VtvP_bC0h4dF2wKrVS0zHsI_PiXA3B7eTjwiNA6ski6EQENlV5UGN_L18Yq_59XLw_MM79KNPn46EuM-L154G9b6eJPVsh239z-BUvHY0x6xq9g/s1600/garanti.jpg" height="320" width="320" /></a></div>
Denizcilik benim için spesifik olarak iki şekilde anlam ifade ediyor. Birincisi dili ama hakiki olarak yarattığı argosu, diğeri de seyir etmek, yeni yerler keşfetmek.<br />
<br />
Cenovalı denizcilerin Galata rıhtımlarında kullandığı dilin izini bugün İstanbul argosunda bulabilirsiniz. Hanımdan alabanda yiyebilir ya da iş arkadaşlarınız size alarga durabilir. Dil de yaşayan bir varlık olduğu için alabanda, alarga veya aleste kelimelerinde olduğu gibi artık gündelik dilden çıkmış, yerine belki İngilizce karşılıkları gelmiştir. Etimolojik olarak bu üç kelime de denizcilik terimidir, ve daha nice örneğiyle beraber karşılaştığımız gibi dilimize çoğunlukla İtalyan denizciler ile girmiştir. Kendi sosyal çevreleriyle sınırlı yaşayan denizciler de, bu dilin kuralı gereği kendi argosunu yaratmıştır. Bu argoyu öğrendikçe de, onun altında yatan insan dokusunu, ilişkilerini ve farklılıklarını da anlarsınız. Bu zenginliğin tadına vardıkça da çok merak edip okursunuz.<br />
<a name='more'></a><br />
Denizciliğin benim için diğer anlamı da, kendi teknemle yeni yerler keşfetme hayalidir. Zaman zaman burada da değindiğim gibi, arabayla yaptığım gezileri bu sefer deniz üzerinde yapabilmek hayaliyle yaşıyorum. Her sabah rota çizip rüzgarı beklemek, güzel bir koy bulduğumda, bunu sanki ilk kez ben keşfetmişim gibi heyecanlanmak, gökte dolunayı seyredip deniz sesiyle uyumak ve bütün bir seyri, günahları ve sevabıyla planlayıp gerçekleştirebilmek istiyorum. Akşam yatmadan da kaptanın seyir defterini yazabilmeyi tabii...<br />
<br />
Dil konusundaki açlığımı bugüne kadar kitaplarla ve özellikle toprağı bol olsun Hulki Aktunç'un Büyük Argo Sözlüğü eseriyle giderdim.<br />
<br />
Fakat diğeri yakın zamana kadar sadece beynimin dehlizlerinde dolaşıyordu. Ta ki sekiz ay kadar önce Garanti Bankası Yelken Klubü'ne üye olana kadar... Nihayet bu hayalimi de gerçekleştimek konusunda ilk adımımı atmış oldum. Yelken eğitimini tamamladıktan sonra, yarış takımının antremanlarına katılmaya başladım. Ve ilk yarış tecrübesini de dün yaşadım.<br />
<br />
Türkiye Açıkdeniz Yarış Klubü (TAYK) tarafından düzenlenen Fahir Çelikbaş Kupası II Yeşilköy açıklarında gerçekleşti. Biz de IRC I kategorisinde yarıştık.<br />
<br />
Özellikle ikinci yarışta, neredeyse bütün hava tahmincilerini yanıltan rüzgar esti. Ataköy Yeşilköy istikametinde bol tramolalı yarış stratejisi, ters istikamette, kavançalı, hızlı balon açma rekabetine sahne oldu. Kiminin startı, kiminin de şamandıra dönüşü sonucu etkiledi.<br />
<br />
Yeşilköy sahilinde yarışı izleyenlere soracak olursanız hep dümencilerin sesi duyuldu.<br />
<br />
Yazı burada fertik. Yeni yarışlarda buluşmak dileğiyle, alarga...<br />
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-38898864250183641932014-01-04T16:59:00.006+02:002014-01-04T16:59:54.657+02:00Durma, üfle be bacım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizPrJ_RmfyPP1FJnuBJ4G7QIV8mH8QtxKeXmWgTQq0qX9Jw3u0YGkydXzXhHGCBLvPXZcDRAcvdw6xTK1QtjrfgK7Tq4YKSHWVkutTbzdh2i2GZmjkHmF7cgOixxhl7-6fh2Sgqg6M7fAE/s1600/klarnet.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizPrJ_RmfyPP1FJnuBJ4G7QIV8mH8QtxKeXmWgTQq0qX9Jw3u0YGkydXzXhHGCBLvPXZcDRAcvdw6xTK1QtjrfgK7Tq4YKSHWVkutTbzdh2i2GZmjkHmF7cgOixxhl7-6fh2Sgqg6M7fAE/s1600/klarnet.jpg" /></a></div>
Anlamsız kutuplaşmalardan, temelsiz tartışmalardan sıkıldıkça, günlük sevimsiz siyasetten uzaklaşıp, nefes almak için insan 'kültür, sanat' olaylarına eğiliyor.Kimisi izlediği film sayısını artırıyor, kimisi sergiye gidiyor, ben de müziğe kaçıyorum. Hele bir de yeni bir müzisyen keşfettiysem, tadından yenmiyor...<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
Yılın son günlerinde malum, yılın en iyileri, en mükemmelleri, en bombaları içerikli listeler yayınlanıyor. Günlük rutin twitter okumalarımın birinde, takipçilerimden biri, yılın enleri listesi içeren bir tweet atmış, ben de burdan bana iş çıkar diye ipad'imim okuma listesine atmıştım, sonrasında okurum diye...<br />
<br />
Chicago orijinli ünlü Down Beat caz dergisi, 2013 yılının en iyilerini okuyucularının oylarıyla belirlemiş. Listede sadece, en iyi albüm, en iyi vokal, en iyi çıkış yapan sanatçılar yok. Trompetçisinden, piyanistine, caz müziğine katkıda bulunan her alanın en iyileri belirlenmiş.<br />
<br />
Bu satırların yazarının gözü, doğup büyüdüğü topraklardan ötürü, listede hemen klanetin en iyisine takıldı. Anat Cohen adında bir hanımefendiyi bu alanın en iyisi olarak seçmişler.<br />
<br />
Derginin okuyucuları, eminim çok iyi caz müziği dinleyicileridir, kulakları, nerede farklı ve kaliteli bir müzik var ayırt edebiliyorlardır ama hemen üzerine atlamadım ben de süzgecimden geçirdim.<br />
<br />
Anat Cohen, Tel Aviv İsrail doğumlu bir sanatçıymış. İsrail'de okuduğu konservatuarın klanetçiye ihtiyacı olduğu için klarneti seçmiş. Lise öğretmeni ona klarnetin modern cazla uyumlu olmadığını söylemiş ve uzun bir süre klarnetini bırakıp tenor saksafon çalmaya başlamış. Sonrasında gittiği Boston'daki Berklee Müzik Okulu'da bir profesör 'klarnette bir sound yakalayabileceğini düşününce geri dönmüş. Ve ne acıdır ki bu yaz Caz Festivali için İstanbul'a gelmiş ama yönlendiren bir dostumuz yok ki konserine gidelim. Bundan sona biz ona gideriz.<br />
<br />
Anat Cohen'in klarnet çalan bir Yahudi olduğu öğrenince, onun atalarının kesinlikle Trakya'dan göç ettiğini düşünmüştüm. Israrlı bir şekilde internette bu varsayımımın kanıtı peşinde koşarken, yukarıda da belirttiğim gibi klanernete 'tamamen ihtiyaçlar' sebebiyle başladığını öğrendim. Dedesi dedemin kapı komşusu çıksa ne sürpriz olurdu di mi?<br />
<br />
Apple'ın dükkanından, onun özüne dönüş, klarnet şaheseri albümü Poetica'yı satın aldım. Albümün bence en güzel parçası Agada Yapanit'i dinlerken, Mustafa Kandıralı'nın caz roman şarkısını düşündüm.<br />
<br />
Klarnet caza uymaz diyenin alnını karışlarım. <br />
<br />
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-14948117734236857292013-12-28T16:10:00.000+02:002013-12-28T16:10:01.766+02:00Ben de makarnacıyım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZ5WTnWAaIEVZ7eu-oMvYT3TsHNzyxgEJRkLPC8V3oJWf9-NRie3CRKTsWSkS7VbvB8O0WJNCXOs3BDMr8x2J1U8oB2clO7Tp_WAkxJlMpzfvC7KygsHVIQrlBiPxLibT33ggFejPhpUuA/s1600/makarna.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZ5WTnWAaIEVZ7eu-oMvYT3TsHNzyxgEJRkLPC8V3oJWf9-NRie3CRKTsWSkS7VbvB8O0WJNCXOs3BDMr8x2J1U8oB2clO7Tp_WAkxJlMpzfvC7KygsHVIQrlBiPxLibT33ggFejPhpUuA/s1600/makarna.jpg" /></a></div>
Benim için artık geçerliliği olmayan bir ifadedir ama aile içinde gururla söylenir. Her kim söylüyorsa artık bana, hafiften de içini çekerek 'deden solcuydu sıkı CHP'liydi' demeye bayılırlar. Siyasete merak saldığım ergenlik dönemlerimde, Türkiye'deki solculuğu da matah saydığım zamanlar, hoşuma da giderdi, dedemin sıkı solcu olması... Hışırım tabii ki, Türkiye'nin darbe tarihiyle ilgili en ufak bir fikrim yok.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
Benim dedem bir tüccardı. Kırklareli'nin köylerinden topladığı sütü, yaşadığı kasabada satıyordu. Ayrıca, sahip olduğu birkaç dönüm arazide çiftçilik de yapıyordu. Menderes döneminin hızlı gelişen Türkiye'sinde, otomobil ve traktör piyasasında fırsatları görüp yedek parça ticaretine girmiş, önce kendi kasabasında bir dükkan açmış, onunla yetinmemiş, İstanbul'un merkezinde, Talimhane'de ikinci dükkanını açmıştı.<br />
<br />
Akıllı bir tüccar, namusuyla, emeğiyle işini zenginleştirip, daha çok para kazanmasını sağlayan bir hükümetin devrilmesini isteyebilir mi? Bu sorunun net bir cevabı yok maalesef, İstanbul sermayesine bakıp bunun olabileceğini söyleyebilirsiniz. Eh dedemden de bugüne ulaşan bir blog sayfası olmadığı için, onun da ne düşündüğünü tam olarak bilemiyoum, sadece tahmin edebiliyorum. Ama aile bireylerine sorarsanız, dedem çok sıkı solcuydu, dolayısıyla Menderes'in gitmesini istiyordu. Nedeni zaten belliydi çünkü Menderes ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürüyordu. Aynı şeyler Özal için de, Demirel için de söylendi, şimdi Recep Tayyip Erdoğan için de söyleniyor.<br />
<br />
Demek ki bu topaklarda altmış küsur yıldır hep aynı şeyler söyleniyor ve bu ülke ne zaman biraz silkelenip kendine gelmeye başlasa, bir darbeyle önü kesiliyor. Kendini solcu sayan yarı aydın da, ekonomik olarak hükümete bir şey söyleyemeyeceği için lafına hep amayla başlıyor. Amaçları sadece Başbakan'ın bir şekilde gitmesi, sonrası için ne bir programları var ne de planları. Bu ülkenin daha demokratik, kendi ayakları üzerinde duran, bütün farklılıklarıyla barış içinde yaşayan bir ülke olmasını istemiyorlar. Kürt sorununu halletmeye bu kadar yaklaşan bir liderin ülkenin başında olmasını istemiyorlar.<br />
<br />
Kadın Kokusu filminin unutulmaz karakteri Frank Slade'in dediği gibi ülke olarak bir yol ayrımına geldik. Ya kendi ayaklarımız üzerinde duran, kimseye hesap vermeyen, insan haklarını ilke edinmiş, tam bağımsız bir hukuk devleti olacağız ya da eskisi gibi sinik, içine kapalı bir ülke olmaya devam edeceğiz. Birinci yol zor bir yol, dümdüz değil, taşlarla dolu. Ama sonu aydınlık. Bu yolun sonuna varmak üzereyiz, ışık görünmek üzere...<br />
<br />
Henüz bir yaşını doldurmamış bir yeğenim var, adı Bora. Bu yazıyı ona yazdım. Günün birinde eğer, 2013 yılında bu ülkede yaşanan olayları merak edip dayısının hangi tarafta yer aldığı merak ederse, bu yazımı okur.<br />
<br />
Umarım dayısı kazanmış olur...Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-48961453769673345242013-01-09T22:33:00.000+02:002013-01-09T22:33:34.637+02:00Hikaye bunlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEMctsIj7m6ro1rGEIGYlYihlw2tLJGtFKcnay8b0XC72IHrKTz-MmJuPovkYdzKTSZ2qDFyGB9SNwMU5qzeLHp71seYB7ExiEi4Wd2v2kmLehLYspSlvNGRf_l3ZZmKqa_vJVQEPVcM4V/s640/blogger-image--5521861.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEMctsIj7m6ro1rGEIGYlYihlw2tLJGtFKcnay8b0XC72IHrKTz-MmJuPovkYdzKTSZ2qDFyGB9SNwMU5qzeLHp71seYB7ExiEi4Wd2v2kmLehLYspSlvNGRf_l3ZZmKqa_vJVQEPVcM4V/s320/blogger-image--5521861.jpg" width="226" /></a></div>
Masaya oturdum, yarım saattir yazı çıkartabilmek için cebelleşiyorum. Ona yakın cümle yazdım, beğenmedim sildim. Alt tarafı bir tanıtım yazısı yazacağım. Kendimi tanıtacağım ya, utanıyorum işte...<br />
<br />
Neyse lafı fazla uzatmayayım. Yeni bir blog sayfası hazırladım. Burada sadece hikayelerim yer alacak. Kendimi biraz zorlamak, hikaye yazıp yazamadığımı görmek istedim. <br />
<br />
Ayrıca her hikayenin, sanki bir kitap yayınlıyormuş gibi, kendine ait bir kapağı olacak. İlk hikayem için, oldukça amatör bir kapak hazırladım, umarım beğenirsiniz. Eğer bundan sonraki hikayeler için kapak tasarlamak isterseniz, her türlü işbirliğine hazırım. 'Gerçekten' bir yazar olup para kazanmaya başladığımda karşılığını veririm, inanın bana...<br />
<br />
Evren'in yazıhanesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.<br />
<br />
<a href="http://evreninyazihanesi.blogspot.com/">http://evreninyazihanesi.blogspot.com/</a><br />
<br />
<br />Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-6648578888438995542013-01-06T16:32:00.000+02:002013-01-06T19:47:33.380+02:002013 ve Orhan Pamuk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG9BTe2wNW-1BxQXmpG1QWGPArKvfp1K2zOgxzICoyb8qVrvXa9x3Q9KrGkhGuWSVacHQtPoGVa4vGSDNTA85wWoGmSP5PDeYxJNOJnukZMwxfVB89MLMS6Si2ExwJ8159Fs-VbF4htwCo/s1600/KARA-KITAP-ORHAN-PAMUK-1991__58861164_0.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG9BTe2wNW-1BxQXmpG1QWGPArKvfp1K2zOgxzICoyb8qVrvXa9x3Q9KrGkhGuWSVacHQtPoGVa4vGSDNTA85wWoGmSP5PDeYxJNOJnukZMwxfVB89MLMS6Si2ExwJ8159Fs-VbF4htwCo/s320/KARA-KITAP-ORHAN-PAMUK-1991__58861164_0.jpg" width="203" /></a></div>
<div style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;">
</div>
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=8065644192320129990" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a>Geride kalan yaz ayının sonlarına doğru, güneşin daha erken batmaya başladığı ve yazlık balkonunda yenen akşam yemeklerinde hırkasız oturulamadığı, sabah rüzgarının daha serin estiği, deniz saatinin kahvaltı öncesinden sonrasına alındığı yazlık haftasonlarından birinde, İstanbul'dan kitabımı getirmeyi unutmuştum.<br />
<br />
<div style="text-align: left;">
Ablamla benim, yazlık evimizdeki odalarımız, annem tarafından kütüphaneye dönüştürülmüştü. Öğretmen okulundan, eğitim enstitüsünden ve gizlice dayımdan yürüttüğü kitapları, hem İstanbul'daki evimiz ferahlasın diye hem de başka bir yere vermeye kıyamadığı için buraya taşımıştı.</div>
<br />
Benim odam, sadece çift kişilik bir yatağın sığabileceği büyüklükte... Başucumda da komodin ile dolap karışımı ahşap bir mobilya, yazlıkta kaldığım haftasonu için mayo, havlu gibi temel ihtiyaçlarımı karşılamak üzere, bu dar alan için uydurulmuş, yatak ile duvar arasına sıkıştırılmış.<br />
<a name='more'></a><br />
Ama odaya girer girmez ilk dikkat çeken şey kitaplar. Çünkü yatağın hem başucunda hem de ayakucunda, pirinçle sabitlenmiş ahşap raflar üzerinde, otuz kırk yıllık kitaplar, kimisi odaya vuran sabah güneşi yüzünden solmuş, kimi de, kim bilir kaç şehir değiştirdiğinden, kapağı ve sayfaları yırtılmış... Konuşabilseler de, şimdi emekli bir edebiyat öğretmenine nasıl yardımcı olduklarını anlatabilseler.<br />
<br />
Bu kitapların çoğunu annemin zoruyla okudum. O yüzden onlarla çok sıcak bir ilişkim olduğunu söyleyemem. Ama yine de, yazlıkta geçirdiğim tatillerde, yatağın üzerine çıkıp, içlerinden tekrar okumak istediğim bir kitap olup olmadığını düşünmeyi severim. Her seferinde de elim hiçbirine gitmez, yine kendi seçtiğim kitaplara dönerim.<br />
<br />
Bu haftasonlarından birinde, kitap getirmeyi de unuttuğum için, Kritiçesin yoğun baskısıyla, odamdaki raflardan birinde duran Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ını okumaya başladım. Başta direnmedim değil, bunun sahil kitabı olmadığını, bu şartlarda okunamayacağını söylesem de, tam benlik bir kitap olduğunda ısrar edip kitabı okutmayı başardı.<br />
<br />
Dürüst olmam gerekirse, Orhan Pamuk önyargımda Engin Ardıç'ın payı olabilir. Çünkü birkaç yazısında Orhan Pamuk'un bir üslup sahibi olmadığını, dilinin akıcılıktan uzak ve kazandığı bu uluslararası şöhretin, İngilizce çevirilerinin başarısından kaynaklandığını yazmıştı. Londra'da yaşarken annem, Orhan Pamuk'un "İstanbul, Hatıralar ve Şehir" kitabını göndermişti de, biraz okuduktan sonra sıkılmış, bitirememiştim. Belki sonrasında, bu adamda üslup yok diye küstahlık bile yapmışımdır, hatırlamıyorum.<br />
<br />
Dediğim gibi, yazlıkta rüzgar artık serinlemiş, evler de boşalmıştı. Denize girdiğimiz yerde bir biz, bir de elli yaş üzeri iki çift vardı. Rüzgar, hem kitabın sayfalarını uçuruyor hem de kum fırtısına sebep oluyordu. Bunlardan korunmak için şezlongun baş tarafını kaldırıp rüzgarın yönüne doğru çevirmiştik.<br />
<br />
Bütün bu mücadeleyi yapma nedenim kitabın kahramını olan Galip'i kendime yakın hissetmemdi. Kitaptan birkaç bölüm okuyor, sonra denize girip, yüzerken kitap üzerine düşünüyordum. Kitabın kurgusundaki hayal ve gerçek beni esir almıştı. Ablamın anneme doğumgünü hediyesi aldığı ve içine de sevgi dolu bir not yazdığı Can Yayınları'ndan çıkan baskısını birkaç günde bitirdim.<br />
<br />
Araya sonra başka kitaplar, başka koşuşturmalar girdi. Geçtiğimiz günlerde Kritiçes, sanki Orhan Pamuk'u bana damardan beslemek istercesine, "Manzara'dan Parçalar, Hayat, Sokaklar, Edebiyat" kitabını hediye etti.<br />
<br />
Bir yazarı tanımak ve onu derinlemesine anlamak için öncelikle eserlerini okuyup sonra biyografisini okumanın daha iyi olacağını düşünmüşümdür. Açıkçası bu kitaba da önce başlamak istemedim bu sabit fikrim yüzünden. Ama bazı bölümler, özellikle Kara Kitap ile ilgili olanları o kadar merak ediyordum ki kayıtsız kalamadım.<br />
<br />
Kitaplarıyla ilgili bölümler, ama daha çok, yazma şekliyle ilgili anlattıkları bana oldukça yol gösterici oldu. Örneğin, rutinini oluşturan, yattığı, yemek yediği evde yazamadığını çünkü yaratıcılığını öldürdüğünü, bu sebeple çalışmak ve yazmak için bir 'yazıhanesi' olduğunu, işe gider gibi, buraya gittiğini ve on saate yakın çalıştığını ve yazdığını ifade etmiş.<br />
<br />
Geçtiğimiz haftalarda diğer favori yazarlarımdan biri Hasan Bülent Kahraman, her yıl bir yazar seçip, o yıl içinde, yazarın bütün kitaplarını okuduğunu yazmıştı. 2012 yılının yazarı Milan Kundera'ymış ama bu yıl için henüz bir yazar seçmediğini söylüyordu.<br />
<br />
Ben de bundan esinlenip 2013 yılı için kitapları okunacak yazar olarak Orhan Pamuk'u belirledim. Acaba kitaplarını yayın sırasına göre mi yoksa kafamın estiği şekilde mi okumalıyım?Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-53394811788184080012012-10-29T18:15:00.000+02:002012-10-29T18:15:32.544+02:00Samsun'dan kaçtım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjymhMnSYODp6IoQt5tZgEOPE_4ayHKVkl7gHLVEvOThjHyvxdA_TgjK6Z6TVoM-9AThscHeTnwlbSsw_RklE5L_zpnu1lRS1B07v7m3QWS3KINU3CgkshMTf4QMwAvapu4t5H7Rz97JvJc/s1600/IMG_1210.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjymhMnSYODp6IoQt5tZgEOPE_4ayHKVkl7gHLVEvOThjHyvxdA_TgjK6Z6TVoM-9AThscHeTnwlbSsw_RklE5L_zpnu1lRS1B07v7m3QWS3KINU3CgkshMTf4QMwAvapu4t5H7Rz97JvJc/s320/IMG_1210.JPG" width="320" /></a></div>
Sinop'u arkamda bırakmışım. Güzel bir otel, keyifli bir akşam yemeğinden sonra, yine benzer beklentilerle farklı bir sahil kentine doğru yol alıyorum. Hedefim Samsun, ileri...<br />
<br />
Gezi boyunca bana eşlik eden, Ekin Grubu tarafından yayınlanan Gezi Türkiye kitabının 2010 baskısı var. Kitapta Samsun'la ilgili aynen şu ifade yer alıyor: <b>'Samsun, sahil kenti olmasına rağmen kıyıda yer alan resmi ve özel kuruluşlar, liman ve demiryolu ağı nedeni ile denizle olan bütün ilişkisini kesmişti. Samsunlular denizi ancak fuar alanından görmekteydi'</b><br />
<a name='more'></a><br />
<b><br /></b>
Yukarıdaki ifadeye hiç itibar etmeden, kıyı boyunca yol alıyorum. Günün sonunda bana yol yorgunluğumu unutturacak deniz manzarasının hayalini kuruyorum. Samsun, kıyı boyunca genişlemiş bir kent olarak karşılıyor beni. Şehir merkezinden Sinop tarafına doğru, kilometrelerce, kıyı boyunca tek tip yazlıklar sıralanmış. Bir nevi İstanbul Marmara Ereğlisi arasındaki sahil şeridine dönüşmüş. Direksiyonunuzu kırıp, denizi seyrederek bir kahve molası verdirecek hiçbir cazibe noktası gözüme çarpmıyor. Bütün umudumu şehir merkezine saklıyorum.<br />
<br />
Yukarıda yer alan, isimsiz bir yazarın abartılı ifadeleri diye itibar etmediğim 'hakikat', yazıldığı gibi karşımda duruyor. Cumhuriyet Meydanı'nda denizin varlığından habersiz öylece dolaşıyorum. Bu şehirde bir gece geçirmenin, sokaklarında dolaşmanın vakit kaybından başka bir şey olmadığına karar veriyorum. Hakkını yemeyeyim, görülecek tek yer, alışveriş merkezine dönüştürülen eski tekel binası. Onun haricinde keşfedilecek başka bir yer olup olmadığını sorgulamadan yola koyuluyorum.<br />
<br />
Gezimin denizle olan son gününü 'hiç etmemek' için Ünye'ye gitmeye karar veriyorum. Denizi doya doya seyredebilmek umuduyla...<br />
<br />
Yazıya oturmadan önce Facebook'tan, Twitter'dan ve internetten Cumhuriyet Bayram kutlamalarında yaşanan olayları okudum. Çok daha ciddi meselelerimiz varken, maalesef gereksiz tartışmaların, inatlaşmaların arasında yuvarlanıp gidiyoruz. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yasaklamak ne kadar anlamsızsa, bir heykele çelenk bırakmak için direnmek de o kadar anlamsız geliyor bana. Bu tartışmalar maalesef hiç kimseye bir faydası dokunmuyor, üretmeden, yeni bir şey söylemeden, içi boş sloganlarla kayıp zamanın içinde debelenip duruyoruz.<br />
<br />
Tartışılması gereken konulardan biri, Cumhuriyet dönemi içinde, şehir planlamamız, mimari estetiğimiz ne durumdadır? Ama küfretmeden, yaftalamadan, ötekileştirmeden...Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-16534975421429815022012-10-28T13:47:00.000+02:002012-10-28T13:52:44.743+02:00Padron<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjt-8JBMFaEoU9nnGBApfv_NdYNECTxjKVqyO54zvbmPtb-RMMRA2Eox6JybqN0ENGrK9ukRne82dI_KE_yc6usmYrQmhHenWqbGamKOGB53mmvIT_kx0Bf4pGmwv8S6QNJ2MQOthUv50SW/s1600/padron2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjt-8JBMFaEoU9nnGBApfv_NdYNECTxjKVqyO54zvbmPtb-RMMRA2Eox6JybqN0ENGrK9ukRne82dI_KE_yc6usmYrQmhHenWqbGamKOGB53mmvIT_kx0Bf4pGmwv8S6QNJ2MQOthUv50SW/s320/padron2.jpg" width="320" /></a></div>
Sinop'ta kaldığımız otelin kahvaltı masasında görünce, aklıma yine ister istemez İspanya geldi. 'Sen de otu boku İspanya'ya benzetmeye başladın' diyen sesinizi duyar gibiyim. Önce okuyun ondan sonra sövün bana.<br />
<br />
Padron İspanyolca biber demek. Şekli, benim bildiğim çarliston veya dolmalık bibere benzemiyor. Boyu çarliston biberinin yarısı kadar ama çok daha geniş. Ne Trakya'daki ne de Ege kıyılarındaki biberlere benziyor. Benim de aklıma, Sinop'taki açık büfede görünce ister istemez İspanya geliyor.<br />
<a name='more'></a><br />
San Sebastian'ın meşhur tapas barlarını dolaşıp, kontrolsüz biçimde yer içerken, yanımızdaki masada görünce bir deneyelim demiştik. Bildiğiniz gibi 'İspanyol meyhanelerinde' tapaslar (Bask Bölgesi'nde tapas yok pintxo var), mekanın barında sıralanırlar. İçeriye aç ve susamış halde girdiyseniz, sıra sıcak yemeklere gelmeden, önünüzde dizili tapaslardan birer ikişer yiyerek karnınızı doyurmuş olursunuz. Arada da kalamarın, karidesin binbir çeşidini deneme şansını yitirirsiniz. Padronu illaki keşfedecektim ama yan masaya şükürler olsun, gastronomi konusunda katalizör görevi üstlenip, bu lezzetle daha erken buluşmama vesile oldular.<br />
<br />
Bu kadar dil döktüm ama, aslında padron öyle ahım şahım bir şey değil. Bildiğiniz biber kızartması. Sadece üzerine büyük parçalı deniz tuzu serpiyorlar. Bir de soslu olanı var ama ben onu pek sevmedim. En basit hali bence çok daha lezzetli oluyor. Yaz aylarında şaraba ve biraya çok güzel eşlik ediyor.<br />
<br />
'Banane padrondan, ben şakşuka bilirim, mamzana bilirim, manca bilirim, başlarım senin alafranga biberinden' derseniz aradan çekilirim.<br />
<br />
<br />Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-12319957438022516092012-10-24T22:49:00.002+03:002012-10-28T12:31:25.329+02:00İkiz kardeşler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgImcpJnwYaTUMnYzq9UtmWt7fzeIL39ldpGEu-btM27nKIrDXJOnFmr64pMNef3Mn6HaC4b07yh0BQE9eYdOMzci-rpbHBBvebGl8hBd74XmgUEH-5L5AP-rDgvm6U5EZ1qYaIx779N3TS/s1600/IMG_1191.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgImcpJnwYaTUMnYzq9UtmWt7fzeIL39ldpGEu-btM27nKIrDXJOnFmr64pMNef3Mn6HaC4b07yh0BQE9eYdOMzci-rpbHBBvebGl8hBd74XmgUEH-5L5AP-rDgvm6U5EZ1qYaIx779N3TS/s320/IMG_1191.JPG" width="320" /></a></div>
Biraz ilerde Deportivo La Coruna'nın stadını görebiliyorum. Hani derler ya Dolmabahçe Stadı dünyanın en güzel stadı, tribünleri bile boğaz manzaralı diye... Ee bu da okyanus manzaralı işte. Çocukluğumda radyodan dinlediğim maçlardan aklımda kalan bir tabirdi "deniz tarafındaki kale". Edirne'den kalkıp ilk Beşiktaş maçına gidene kadar muhayyilemde bambaşka bir görüntü vardı. İspanyol radyolarında, okyanus tarafındaki kale diye bir tabir var mıdır acaba?<br />
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
La Coruna kentinin boynu üzerindeyim. Ne garip bir histir, sağ tarafa gitsem deniz, sol tarafa da gitsem yine deniz karşılayacak beni. Şehir bir yarım adaya kurulmuş. Eğer benim gibi bu detayı bilmeden ve haritayı da doğru düzgün incelemeden gittiyseniz, şaşırtıcı geliyor kentin konumu. Boynun üzerinde ise, Nevizade benzeri bir sokak var, hınca hınç dolu. İnsanlar büyük aileler şeklinde gelmişler, kimisi masasında oturuyor, çoğu da ayakta, ellerinde içkileri... Uğultular hiç bitmiyor bu sokakta. La Coruna'da yaz geceleri kısa ama, güneş neredeyse geceyarısı onikide batıyor.<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Aynı duyguları Sinop'ta da yaşıyorum çünkü o da yarım ada üzerine kurulmuş bir şehir. Güler yüzlü insanları, sahil boyunca dubalar üzerine oturmuş lokantaları ile oldukça sevimli bir kent.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Fakat Sinop'un boynu La Coruna gibi keyifli değil. Sinop Cezaevi yer alıyor burada. Hapisanenin odaları hala ekşi kokuyor. Avlusunda, zindanında, hücrelerinde dolaşırken surlara vuran dalga sesleri eşlik ediyor. Alçısı dökülmüş leş kokan duvarlar çaresizliği anlatıyor. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
La Coruna ve Sinop hem birbirine çok yakın, hem de çok uzak iki kardeş gibi, farklı yerlerde hayatlarına devam ediyor.</div>
</div>
<div>
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" />
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" /></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-82588880231374030432012-10-23T19:02:00.000+03:002012-10-28T12:50:53.425+02:00Amasra'dan İnebolu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbetl45R_KiAwT6y_qspMzo89JLAD6Sx_8dxY_DUo8eeyRYeEv8P6RbF39iAMMjVAprVbDxlSzBYKoyNhWqlU7X2x17Fi838K1nX7cg3pbUPxVo6X7Ur_6jQFnqtNdAW4J241McPuWpZjA/s1600/IMG_1180.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbetl45R_KiAwT6y_qspMzo89JLAD6Sx_8dxY_DUo8eeyRYeEv8P6RbF39iAMMjVAprVbDxlSzBYKoyNhWqlU7X2x17Fi838K1nX7cg3pbUPxVo6X7Ur_6jQFnqtNdAW4J241McPuWpZjA/s320/IMG_1180.JPG" width="320" /></a></div>
Otobandan ziyade, manzaralı, virajlı, bayırlı, bol inişli çıkışlı yollarda araba kullanmaktan zevk alan "deliler", Amasra İnebolu arasındaki sahil yolundan büyük keyif alacaklardır.<br />
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu doyumsuz yolu nasıl tarif edeyim bilemedim. Yanyana sıralanmış adımlar düşünün. Diğer adımın ucuna ulaşmak için, topuğa doğru gidiyorsunuz, yüzseksen derece keskin bir viraj alıp, yeni adımın topuğundan ucuna doğru ilerliyorsunuz. İnebolu'ya ulaşana kadar, onlarca adım geçiyorsunuz. Bu iki yerleşim arasındaki mesafe yüksen kilometre ve saatteki hızınız, "makul deliyseniz" altmış kilometreyi aşmıyor. Yolda mola verelim, yemek yiyelim, fotoğraf çekelim derken, yolculuğunuz altı saati buluyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yol üzerinde uğramanız gereken duraklardan biri Gideros koyu. Biz koyun Amasra tarafından giriş yaptık. Yanyana iki tane "çay bahçesi" olarak sınıflandırabileceğim yer var ve sadece bir tanesi balık pişiriyor. O da çirkin yapıyor maalesef. Yanmış yağdan kapkara olmuş tavada palamut yedik. Balık için değil ama koy için mutlaka uğrayın.<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Amasra ve İnebolu arasında maalesef karakteri olan, bende iz bırakan bir yerle karşılaşmadım. Bunu deniz ve manzara için değil, yerleşim ve mimari için söylüyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ta ki İnebolu'ya ulaşana kadar. Belli bir plan içinde, denize doğru inen paralel yollarıyla şehir merkezi ve tepelere doğru uzanan karasteristik evleriyle, köklü bir kent olduğunu ilk gördüğünüz anda hissediyorsunuz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Peki, bir liman kenti nasıl olur da, sahili bu kadar karanlık, insanları denizden bu kadar uzak olur? </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Denizi unutulmuş, kopartılmış bir liman kenti olabilir mi?</div>
</div>
<div>
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" />
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" /></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-7117856546300584182012-10-22T23:25:00.000+03:002012-10-28T12:45:30.217+02:00Zanaatkar<div style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7_Dpv5hnr21hloZCpPQHy6MZ-9pohcZk-s_83yhA9yVA4K6EuF-Oy7AbY1EwMn0cN8jI1uY_x9v8yziysCwb6hXlymi-Pxnx1-ojZq2c0xW77rc9PglzOWDaLHtCFUGox7kZMAQa71_EF/s1600/IMG_1165.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7_Dpv5hnr21hloZCpPQHy6MZ-9pohcZk-s_83yhA9yVA4K6EuF-Oy7AbY1EwMn0cN8jI1uY_x9v8yziysCwb6hXlymi-Pxnx1-ojZq2c0xW77rc9PglzOWDaLHtCFUGox7kZMAQa71_EF/s320/IMG_1165.JPG" width="320" /></a></div>
Konuşurken gözümü ellerinden alamadım. Kocamandı, etrafını nasır bağlamıştı. Zanaatinden bahsederken heyecanlanıyor, sanki elleriyle konuşuyordu.<br />
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
Amasra çarşısının içinde ahşap işleri satan bir dükkanın sahibiydi, hemen yanında da atölyesi...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Tezgahındaki ürünlere bakarken karısı karşıladı bizi. Amasra'ya özgü, hatıralık bir şey arıyorduk. Ama aradığımız şey, çerezlik, salata tabağı, sırt kaşıma sopası değildi. Memnuniyetsizliğimizi farkederek iletişim kurmaya çalıştı. Tezgahtan bir şey alarak yanımıza yaklaştı. "Buralara özgü bir şey arıyorum dedim kadına", çerez kaselerini gösterirken. Göstermiş olduğu çerezliğin anlamsızlığını daha derin bir şekilde anlatabilmek için İspanya gezimden bahsettim. Toledo'dan, bilmem kaç kilometre uzaklıktan, çelikten yapılmış şövalye kılıçı getirdiğimi söyledim. Amacım "soysuzluk" yapmak değildi, ama beklentimi anlasın istemiştim.<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br />
Kadın tatlılığını hiç bozmadan içeri davet etti bizi. Kocaman elleriyle kocası karşıladı bizi. Rafların arasından, tozlar içinde küçük bir tepsi çıkardı. Likör setiymiş, 1998 yılından, Amasra ağaç işleri yarışmasında birinciliği kazandırmış. Bu detayı da, tepsinin yanına kazımış ufak notla ölümsüzleştirmiş. Dört yüz lira istedi, ilgimi çekemediğini bile bile...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sonrasında, Amasra'nın likör setiyle ilgilenmediğimi, buraya özgü birşeyler aradığımı söyleyince daha koyulaştırdı muhabbeti. Mahçuplaştı sanki, Ankara'dan, İstanbul'dan gelen insanlar, çerezlik, salatalık arıyorlardı, o sebeple piyasa işlerine yönelmişti. Sanki uzun zamandır, ondan farklı bir şey isteyen biriyle muhatap olmamıştı. Az önce yemek yediğimiz lokantada bile sandalyelerin plastik olduğunu söyledim. Onun gibi bir zanaatkar için bu durumun garip olup olmadığını sordum. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Cevap vermedi. Sonra konuyu kızlarına getirdi. İkisi de İstanbul'da yaşıyormuş. Biri Deloitte'de çalışıyormuş ama Bank Audi'ye transfer olmak üzereymiş. Diğeri de Bilgi Üniversitesi'nde okuyormuş. Finans dünyasıyla ilgili biraz dedikodu yapıp dükkandan ayrıldık.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Üzerimde Atletic Bilbao montu, çarşı içinden otele doğru yürüdük. </div>
</div>
<div>
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica; text-align: -webkit-auto;" />
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica; text-align: -webkit-auto;" /></div>
</div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-45766026318254633122012-10-21T23:22:00.000+03:002012-10-28T12:56:01.596+02:00Karadeniz'de bir Basklı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0aeaykzun0P1o7QJ6NiZPG84sT_9blgPC0HpU_N1kansuwuELA_FBoUWbE56CAncDiMAkLKi-6buysxcw03RUAj5rPNTdSWxZgo-eYk0cSFIBCyHJltZ1fvVvvC-UkpPS42mlY3neKzV7/s1600/IMG_1158.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0aeaykzun0P1o7QJ6NiZPG84sT_9blgPC0HpU_N1kansuwuELA_FBoUWbE56CAncDiMAkLKi-6buysxcw03RUAj5rPNTdSWxZgo-eYk0cSFIBCyHJltZ1fvVvvC-UkpPS42mlY3neKzV7/s320/IMG_1158.JPG" width="320" /></a></div>
Sıra sıra dağlar denizin içine girmiş. Her bir denize doğru uzanan çıkıntının arasında ufak bir koy oluşmuş. Arabanın camı açık değil ama rüzgarını yüzümde hissedebiliyorum. Yemyeşil kıvrılan bir virajdan sonra masmavi bir deniz karşılıyor beni. Arabayı kenara çekip denize ulaşayım desem, uçsuz bucaksız bir uçurum engel olacak bana.<br />
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bundan sadece dört ay önce aynı yolları başka bir ülkede, İspanya'nın kuzeyinde yaptım. Bir coğrafyanın bu kadar birbirine benzediği başka bir yer bilmiyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Barselona'dan arabaya atlayıp Zaragoza, Pamplona üzerinden San Sabestian'a gitmiştim. Yanımda sadece, araç kiralama şirketinden aldığım genel İspanya haritası vardı. San Sabestian'a girmeye yakın dut yemiş bülbüle dönmüştüm. Çünkü elimdeki haritadan gideceğim yolu kestiremiyordum, kafamda yolun haritasını oluşturamıyordum bir türlü.<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
Karşımda, kuş bakışı, doğudan batıya uzanan bir şehir duruyor, ama ona ulaşana kadar, dik yamaçlar, virajlar, mühendislik harikası viyadükler ve tüneller, şehrin merkezine ulaşmamı engelliyordu. Şehre deniz boyundan ulaşmaya çalışmam büyük ihtimalle daha kolay olacaktı. İlk denememde şehrin doğusuna gitmeyi başarabilmiştim. Ama ulaşmak istediğim nokta o değildi. Merkeze ulaşmak zorundaydım. Yol tarifi için uğradığım bir benzin istasyonu İspanyolca yol tarifinde bulundu. Güç bela şehrin merkezine ulaşmayı başardım. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sokaklarında en lüks ürünlerin satıldığı mağazalar ve iki dirhem bir çekirdek yetmişli yaşlarında insanların bulunduğu zengin bir şehirle karşılaştım.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ertesi gün denize girmeye gittiğimde de, aynı insanların, yetmişli yaşlarında, hiç kimseden çekinmeden, torunlarıyla denize girdiklerini gördüğümde de şaşırmıştım. Büyük bir aile olarak hep bir aradaydılar.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Hasan Bülent Kahraman beni bağışlasın, ama bu kadar derin bir kültürü ve medeniyeti bu topraklarda yaratmış olan insanların, bu bilgi birikiminin devamını sağlayan mucize, aile kültürünün bir arada olduğu ve nesilden nesile aktarıldığı bir yaşam tarzı olamaz mıydı? Bask kültürünün mimarisinin, yemeğinin, aile yaşantısının çeşitliği ve zenginliği insanı etkiliyordu.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu yaşadıklarımdan sacece dört ay sonra, benzer coğrafi özelliklere sahip Karadeniz'deyim. Kuzey İspanya'yı görmüş olanlar, Ereğli'ye girerken kıyaya çarpan dalgaları gördüklerinde ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaklardır.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama oradaki zenginlik burada yok. San Sebastian'dan La Coruna'ya kıyı boyunca arabayla gittim. En ufak yerleşim yerinde yaratılan mimariyi ve üretimi Karadeniz'de göremedim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bilbao'da, Gijon'da, Vigo'da yaratılmış olan bilgi ve kültür burada yok. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Beynimin her hücresinde aynı soru var, bu bilgi farkı nerden kaynaklıyor?</div>
</div>
<div>
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" />
<br style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Helvetica;" /></div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-22395553193338689002012-10-08T02:14:00.002+03:002012-10-09T21:44:03.887+03:00Beklemek<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM33CWWhugmMsz5KDGAfU26BvizS9j34TrbaUaz8i5HpSVX93TMImSH7zGz6WkrSlyOEGuE5gBJA8HE8LqGAw2pKa6nGVmf4u3Z9iBruqtYK4l8UsiDnVtTuZkfImongC0R8J_hWrTCGek/s1600/beklemek.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM33CWWhugmMsz5KDGAfU26BvizS9j34TrbaUaz8i5HpSVX93TMImSH7zGz6WkrSlyOEGuE5gBJA8HE8LqGAw2pKa6nGVmf4u3Z9iBruqtYK4l8UsiDnVtTuZkfImongC0R8J_hWrTCGek/s320/beklemek.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">U1 metro hattının en sonundaki Reumannplatz durağında indim. Yürüyen merdiven ağır ağır çıkarken, güneşle beraber Türkçe diyaloglar karşılıyor beni Viyana'da. Karşımda uzanan Favoriten değil de İstiklal Caddesi sanki...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: medium; line-height: 24px;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Otelimin sokağını kestirmeye çalışırken dört bir yanımda bir Türk çarpıyor yüzüme. Birinden yardım istiyorum. Bu mahalleden değilmiş, yardımcı olamıyor. Biraz ötede treninin gelmesini bekleyen yirmi yaşlarındaki bir çocuk yetişiyor yardımıma. Bu mahallede yaşıyormuş ama otelimin bulunduğu sokağı hiç duymamış. Akıllı telefonundan adresi kontrol edip, yardımcı olamamanın mahcubiyetiyle daha da hırslanıyor. Telefonunda adresi buluyor ama yerini kestiremiyor. Bir önüne bir arkasına bakıyor. Telefonunu bulunduğu konuma göre ayarlamaya çalışıyor. Sonra otelin yerinden emin olduktan sonra beni yönlendiriyor. İşe yaramış olmanın tebessümü beliriyor yüzünde.</div>
<a name='more'></a></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px; text-align: justify;">
Tarif ettiği yöne doğru ilerliyorum. Yollar yolları kesip, 'İstiklal Caddesi'ni' arkamda bırakıp yol aldıkça, içime bir kuşku düşüyor. Tekrar, telefonumda kayıtlı haritadan otelin yerine bakıp yanlış yöne gittiğimi farkediyorum. Elimdeki valiz daha da ağırlaşıyor...</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px; text-align: justify;">
Nihayet bulabiliyorum otelimin sokağını. 10 numaralı binayı bulmak kalıyor sadece. İşimi şansa bırakmamak için, terzi dükkanının önünde, Uzakdoğulu bir kıza adres tarifi yapan Viyanalı bir kadına yöneliyorum. Adresi duyar duymaz Uzakdoğulu kız, o otelde kaldığını söylüyor ve hemen yanımızdaki binaya, o önde ben arkada giriyoruz.<br />
<br /></div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Resepsiyonist yerinde değilmiş ve kapıya bir saat sonra döneceğini haber veren bir not bırakmış. Uzakdoğulu kızla durum değerlendirmesi yaparken, binanın yukarı katlarından, elli yaşlarında, esmer, hafif kır saçlı bir erkek iniyor. Bozuk İngilizcesiyle o da resepsiyonisti soruyor. Uzakdoğulu kız bütün çevikliğiyle adamı yanıtlıyor. Sonra adamın konuşmasına fırsat tanımadan, tiyatroya yetişmek zorunda olduğunu söyleyip bizden ayrılıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Adamla yalnız kalıyoruz. Viyana'da değil, İstanbul'da karşılaşsak Hemen Türkçe konuşmaya başlardık diye düşünüyorum. Yüzü, mimikleri bizim toprağın insanlarına o kadar çok benziyor ki....</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Nerelisin diye soruyorum. İranlıyım diyor. Viyana'da Türk mahallesinde bir otel ayarlayıp, odama çıkamadığım için bir İranlı'yla muhabbet etmek zorunda kaldığım için garipsiyorum kendimi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Oğlu Amerika'daymış. 4 ay önce gelmiş Viyana'ya. Amerika vizesinin çıkmasını bekliyormuş. Benim kaldığım otelde daimi müşteriymiş ve aylık altıyüz euro kira parası ödüyormuş. Viyanalı insanların sözünü sadık bulmuyormuş. Resepsiyoniste kira bedelini ödeyeceği halde söz verdiği saatte yerinde bulamamasından yakınıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Sanki uzun zaman sonra ilk kez biriyle konuşuyormuş gibi anlattıkça anlatıyor, lafının sonu hiç gelmeyecekmiş gibi konuşuyor. Çok yorgunum, bir an önce odama çıkıp duş almak istiyorum ama kahrolası resepsiyonist bütün planlarımı mahvediyor. Oğlunun yanına gitmek için yabancı bir ülkede vizesinin çıkmasını bekleyen yapayalnız bir adamla konuşmak zorunda kalıyorum.</div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Bir yalan uydurup market bulmam gerektiğini söylüyorum. Çantamı yanıma almıyorum, resepsiyonun kapısının önüne bırakıyorum. Bana güvenme diyor arkamdan yaşlı adam, buralar pek tekin değil...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
O kadar sıkılmm ki, adamın sözüne kulak asmadan, çantayı öylece bırakıp Reumannplatz'a doğru fırlıyorum. Yarım saat oyalanmak için bir Tabak'tan bira alıp, gelip geçene bakarak içiyorum.<br />
<br /></div>
</div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Geri döndüğümde resepsiyonun kapısı hala kapalı ama çantam kapının önüne kaybolmuş. Kan beynime sıçrıyor. Türk mahallesinde otel ayarlayıp İranlı adamdan çekinmediğim için kendime sinirleniyorum. Durduk yere çantamı çaldırıp, işsiz güçsüz, Viyana'da ne iş yaptığı belli olmayan bir adamın varlığından hiç rahatsız olmadan çantamı gelişi güzel bıraktığım için kendime saydırıyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çaresiz bina içerisinden bir ileri bir geri giderken, yine yukarıdan ayak sesleri işitiyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Esmer, kısa boylu bir kadın iniyor merdivenlerden. Yüzüme gülümseyerek bakıp cebinden anahtarlığını çıkarıyor. Resepsiyonun kapısını açıp içeri giriyor. Almanca İngilizce karışımı, odamın on üç numara olduğunu söylüyor. Çoktan valizimi odama taşımış bile...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.294118); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; line-height: 24px;">
<div style="text-align: justify;">
Yüz yaşından haylice geçkin binanın merdivenlerinden çıkarken, Viyana'da yapayalnız, umudu için yaşayan İranlı adam hakkında düşündüklerimden utanıyorum...</div>
</div>
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-19667027675929342582012-07-22T16:01:00.000+03:002012-07-22T16:01:18.860+03:00Hicret<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibmeVZO3g409jzqBWicmv6WtoQo21Wpr92RUpMEQLOWBoeorp1RzeXJQm6p_pxj5S1XdCrQTMiSZ-eMJ-CZIkU5mkTKYjWhGxtQ3x2Vlo2Vpplhmo7i6LkgbZIrD9tpW7HU1uDBNiUn5ql/s1600/fabia.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibmeVZO3g409jzqBWicmv6WtoQo21Wpr92RUpMEQLOWBoeorp1RzeXJQm6p_pxj5S1XdCrQTMiSZ-eMJ-CZIkU5mkTKYjWhGxtQ3x2Vlo2Vpplhmo7i6LkgbZIrD9tpW7HU1uDBNiUn5ql/s320/fabia.jpg" width="320" /></a></div>
Onu Barcelona'da, yerin beş kat altındaki bir otoparkta tanıdım. Kömür karası rengine rağmen ilk bakışta sevemedim.<br />
<br />
Nasıl sevebilirim ki, bir başkasıyla karşılaşacağımı hayal etmiştim. Hayal de değil, öyle söz vermişlerdi. Büyük beklentiler, büyük düş kırıklıkları yaratıyor. Ona sonradan çok ısınacağımı, hatta onu çok seveceğimi tahmin edemezdim. Ama ilişkimizin 'ciddiye' dönüşmeyeceği, 'flört' olarak kalacağını ikimiz de biliyorduk. Yaz aşkı olacaktı.<br />
<br />
Ben aklımın estiği yere gitmek, geride bıraktığım hiçbirşeyi düşünmeden, yeni yerler, yeni insanlar keşfetmek istiyordum. Hiçbir şeye bağlanmadan, hiç kimseye söz vermeden, sadece gitmek...<br />
<a name='more'></a><br />
Ondan da bunu bekliyordum. Aldığım hiç bir kararı sorgulamayacak, bana kayıtsız itaat edecek ve geride bıraktığım, unutmak istediğim, beynimden söküp attığım şeyleri bana hatırlatmayacak birine ihtiyacım vardı. Bütün bu alt üst oluşumun, 'kopukluğumun' nedenlerini sorgulamayacak birine...<br />
<br />
Bir otomobil yazarı olmadığım ve 'yol tutuşu', 'viraj alışı' konulardan hem anlamadığım, hem de önem vermediğim için, bu olaya sadece duygusal açıdan bakabiliyorum.<br />
<br />
Benim özel anlarımı paylaşıp, istediğim yere 'uygun yakıt tüketimiyle' götüren her aracın geçmişimde ayrı yeri vardır. Bunun dışında estetik bir kaygım olmadı.<br />
<br />
Skoda Fabia da hafızamda, Kuzey İspanya tatilindeki yol arkadaşım 'Hicret' olarak yerini almıştır.<br />
<br />Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-36342719641813015662012-07-02T23:07:00.000+03:002012-07-02T23:07:02.904+03:00Bisiklet turu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNguepvot1mHhdr_47UVW92NobTQ0fEL5Q0hyphenhyphenWGvdQQhzsXf2UTMI3Pf_zde5OmuCW64rsYYN_OPUWnnhJ6OMrPLXqAuDn9iL05NtLCWsWdS3p7FiDEfQpyc2_Ytbg0EetWpZ7Wkx2nYLI/s1600/IMG_0269.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNguepvot1mHhdr_47UVW92NobTQ0fEL5Q0hyphenhyphenWGvdQQhzsXf2UTMI3Pf_zde5OmuCW64rsYYN_OPUWnnhJ6OMrPLXqAuDn9iL05NtLCWsWdS3p7FiDEfQpyc2_Ytbg0EetWpZ7Wkx2nYLI/s320/IMG_0269.JPG" width="240" /></a></div>
Taksim'den bisiklet kiralayıp, Tepebaşı Bulvarı'ndan aşağı indiniz, Perşembe Pazarı'nı, esnafı selamlayarak geçip Galata Köprüsü'nden Eminönü Meydanı'na ulaştınız. Kapalıçarşı'yı baştan aşağı dolaşmaya başlamadan bisikletinizi otobüs durağının arkasındaki korkuluklara bağlasanız. Ne güzel turistik bir gezi olurdu değil mi?<br />
<br />
Taksim'den Eminönü'ne bisikletle sağ salim gelebilen adama deli derler. Bunu hayal edin ama İstanbul'da sakın yapmayın.<br />
<br />
Ama biz benzerini Barselona'da yaptık. Bisikletimizi kiraladıktan sonra La Rambla'dan yukarı doğru vurup hafif çapraz yaparak Sagrada Familia'ya ulaştık. İçine girmedik, kalabalıktan ve itiş kakıştan çekinip, hemen yanındaki parka oturup kiliseyi seyrettik.<br />
<a name='more'></a><br />
Sonrasında vites küçültüp, ana ağlatan yokuşlarından Park Güell'e çıktık. Gaudi'nin eserleri arasından Barselona'ya tepeden baktık.<br />
<br />
Biraz dolaştıktan sonra Sant Joan Bulvarı'ndan, rüzgar yüzümüzü döve döve denize doğru bıraktık kendimizi. Gaudi tarzı binaların kuşattığı caddeden geçerek sahile vardık.<br />
<br />
Kum fırtınasının içinden, sahil yolunu boydan boya kat edip başladığımız noktaya, La Rambla'ya vardık.<br />
<br />
<span style="background-color: white;">Not: Barselona'daki en hesaplı bisiklet kiralayıcısı (www.mattia46.com)</span>Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-78104774886593857152012-06-27T20:48:00.000+03:002012-06-27T21:27:54.252+03:00Barselona'nın gerçek mabedi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl_hTLfkPiLZdILH7j9LBWNp4sv-y1APVR2FCjraaa-QVY4yiGxf5Hh18HQgACnYpDE48F59HCwdxCQSQA6ck36djfibxcU824H2sSm28PrqrqqvBio5UWmsShM5xptB6D2T529evP2nKE/s1600/IMG_0265.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgl_hTLfkPiLZdILH7j9LBWNp4sv-y1APVR2FCjraaa-QVY4yiGxf5Hh18HQgACnYpDE48F59HCwdxCQSQA6ck36djfibxcU824H2sSm28PrqrqqvBio5UWmsShM5xptB6D2T529evP2nKE/s320/IMG_0265.JPG" width="240" /></a></div>
Bu lokantayı Barcelona'ya ilk gelişimde keşfetmiştim. O ünlü, kalabalık ve tabii ki turistik La Rambla Caddesi'nin Raval tarafının paralelinde yer alıyordu. Raval, yani öteki Barselona diyebileceğimiz tarafında...<br />
<br />
Bakmayın yerini bu kadar net anlattığıma. Lokantanın La Rambla'ya çok yakın olduğunu biliyordum ama o uzun caddenin hangi tarafına düştüğüyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyordum.<br />
<br />
La Rambla'nın dibinde yer alan Hostal'dan çıkıp caddeye doğru yönelince, karşıma çıkan meydan ve bitişiğindeki kilisenin görüntüsü, beynimin derinliklerinden anıları sanki söküp çıkardı. Sezgisel olarak kilisenin solundaki dar sokağa girdim, biraz yürüdüm ve sokağın ilerisinde kendisine kavuştum. Boğazıma yumruk saplandı, Romesco karşımdaydı.<br />
<br />
Dükkana girer girmez her İspanyol 'meyhanesinde' olduğu gibi burada da sizi bir tapas bar karşılıyor. Mutfakları da hemen arkasında. Katalancanıza güveniyorsanız, tabureye oturup çalışanlarla sohbet edip şarabınızı yudumlayabilirsiniz.<br />
<a name='more'></a><br />
Tabii biz lokanta bölümüne, dükkanın arka tarafına geçtik. Sadece altı yedi masanın olduğu bu bölüm, bizim gibi yemek konusunda gözü dönmüşler, tapas barın hacminin yetmeyeceği kadar çok yemek yiyecekler için ayrılmıştı.<br />
<br />
Lokantanın artık İngilizce menüsü de olmuş. İlk sefer garsonlarla anlaşana kadar neler çekmiştim. Eh o zamanlar İspanyolcam şimdiki kadar iyi de değil, ne 'gamba' bilirim ne de 'calamar'. Ellili yaşlarında, sert bakışlı, tonton garsonları bana anlamsız anlamsız bakmışlardı. Artık çat pat anlaşıyoruz, bir dahaki sefere siyaset bile konuşuruz.<br />
<br />
Hesabımız her zaman olduğu gibi, ufak, kare şeklinde, ortaokulda kullandığım bloknot defterleri hatırlatan kağıtla geldi. Altı yedi çeşit yemek ve bir şişe şarap otuz avro bile tutmamış.<br />
<br />
Barselona'ya sadece Romesco için bile gidebilirim.<br />
<br />Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-31449641048480264652012-06-25T21:07:00.000+03:002012-06-25T23:45:43.753+03:00Kuzey İspanya<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhhQMTDz8EpGBqh4d5wlKxR5OL9ghZJ1fcsZDJy1jZYFhN2o6UmIYF3H9R5WZCZapKtkMQ-m0uSpXGTzYDT5knAcnO4vtkDCuqLn3HBGt5Uuq131705yURBvx6HCOBJMbQPryTnwdMkKz-/s1600/IMG_0251.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhhQMTDz8EpGBqh4d5wlKxR5OL9ghZJ1fcsZDJy1jZYFhN2o6UmIYF3H9R5WZCZapKtkMQ-m0uSpXGTzYDT5knAcnO4vtkDCuqLn3HBGt5Uuq131705yURBvx6HCOBJMbQPryTnwdMkKz-/s320/IMG_0251.JPG" width="320" /></a></div>Bu yazıyı geziye çıkmadan yazmak istiyordum ama nikah koşuşturması yüzünden bir türlü fırsat bulamadım. Lütfen siz de, gezi öncesi yazılmış hazırlık yazısı olarak okuyunuz.<br />
<br />
İspanya kültürüne bodoslamadan girişim sanırım flamenko sanatçısı El Cigala sayesinde oldu. Sonrasında yaptığım Barcelona gezisinde hem bu şehre hem de kültürüne vuruldum. Tadı o kadar damağımda kalmıştı ki, hemen arkasından Endülüs'e de gitmiştim. Bu söylediğim işler de yedi sene öncesinin işleri...<br />
<br />
İspanya'nın yemekleri, insanları, şarapları, kültürel farklılığı ve zenginliği beni çarpmıştı. O kadar vurulmuştum ki, Londra'da yaşarken, beş haftalık yıllık iznimde, Barcelona'da bir dil okuluna gitmenin hayallerini bile kurmuştum. Türkiye'ye dönüşüm, dil okulunun hayal olarak kalmasına neden oldu.<br />
<a name='more'></a><br />
Bu seferki İspanya gezim Barcelona'da başladı. Sonrasında arabayla San Sebastian'a geçtik ve deniz boyunca bütün Kuzey İspanya kıyısı boyunca batıya doğru devam ettik.<br />
<br />
Hiç tanımadığınız bir coğrafyada, neyle karşılacağınızı bilmeden, sadece hayal ederek yolculuk yapmanın, dilediğiniz yerde durarak, dilediğiniz yemekleri tadarak ilerlemenin, sanki sonu hiç olmayacak, hiç bitmeyecek bir yolculuğu sürdürmenin özgürlüğünü bilir misiniz?<br />
<br />
Bu geziyi yıllar önce hayal etmiştim, balayımda gerçekleştirdim.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8065644192320129990.post-70936944707835063042012-04-05T21:24:00.001+03:002012-04-05T22:21:00.497+03:00Piç bir dil<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCIof6fDNn3bxr-klnd922_gxd8OB3FZGj4vXwYghFz9pkyWcssMmf_FlNoroTMDtn-Gx211G1i0y7Smgn71ZClm_N-oF3AdgMIAFK8aUpD21zSnGnG7NboS6EwbZE3AP2dzAlSqM7U3Vm/s1600/foto%C4%9Fraf.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCIof6fDNn3bxr-klnd922_gxd8OB3FZGj4vXwYghFz9pkyWcssMmf_FlNoroTMDtn-Gx211G1i0y7Smgn71ZClm_N-oF3AdgMIAFK8aUpD21zSnGnG7NboS6EwbZE3AP2dzAlSqM7U3Vm/s320/foto%C4%9Fraf.JPG" width="320" /></a></div>
Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşım anlattı, günlerdir yazacağım ama bir türlü yazıya oturamıyorum.<br />
<br />
Soranlara 'writer's block' diyorum, hem benim çevremde İngilizce bir tabir olduğu için anlaşılıyor, onların dilini kullandığım için sempati de kazanıyorum. Düşmanlarım ise hayalgücümün öldüğünü ve artık yazı yazamayacağımı söyleyip arkamdan konuşuyorlarmış. Onlara 'f... off' diyorum sadece. Who the hell they think they are talking to?<br />
<br />
Neyse efendim, istemeden de olsa anlatmak istediğim konuya sizi ısındırmış oldum. Arkadaşım dedi ki, işyerindeki yıllık performans değerlendirmesinde yöneticisi, konuşma ve yazışma dilinde İngilizce kelime kullanmadığını söylemiş ve terfi etmek için bunun bir 'must' olduğunu eklemiş.Çünkü iş çevresindeki insanların algısında bu çok önemliymiş. Kibarca kendisini uyarmış da diyebiliriz değil mi, warning!<br />
<a name='more'></a><br />
Çok katlı plazalarda çalışan, yurtdışında 'business' okumuş, içine doğdukları topraklara yabancı ve içinde bulunduğu çevre haricinde yüzeysel bilgiye sahip, İngilizce Türkçe kırması piç bir bir dil kullanan, azımsanmayacak sayıda beyaz yakalı çalışan sayısı var.<br />
<br />
Okudukları raporları 'justify' edip, bilgileri 'confirm' eden farklı bir tür. İş sonrası 'eat-out', olmadı 'home' öncesi bir 'drink' atan insanlar bunlar.<br />
<br />
Yazdıkları ve konuştukları dili tüm farklılıkları, tüm zenginlikleriyle konuşma gibi bir 'concern'leri yok. İngilizce bilmeyeni bile böyle...<br />
<br />
Malumatları yok ki bilgileri olsun.<br />
<br />
If you know what i mean dostlar? Efendim, unfortunately mi?Evren Çevikhttp://www.blogger.com/profile/15876503837810124207noreply@blogger.com2