Denizcilik benim için spesifik olarak iki şekilde anlam ifade ediyor. Birincisi dili ama hakiki olarak yarattığı argosu, diğeri de seyir etmek, yeni yerler keşfetmek.
Cenovalı denizcilerin Galata rıhtımlarında kullandığı dilin izini bugün İstanbul argosunda bulabilirsiniz. Hanımdan alabanda yiyebilir ya da iş arkadaşlarınız size alarga durabilir. Dil de yaşayan bir varlık olduğu için alabanda, alarga veya aleste kelimelerinde olduğu gibi artık gündelik dilden çıkmış, yerine belki İngilizce karşılıkları gelmiştir. Etimolojik olarak bu üç kelime de denizcilik terimidir, ve daha nice örneğiyle beraber karşılaştığımız gibi dilimize çoğunlukla İtalyan denizciler ile girmiştir. Kendi sosyal çevreleriyle sınırlı yaşayan denizciler de, bu dilin kuralı gereği kendi argosunu yaratmıştır. Bu argoyu öğrendikçe de, onun altında yatan insan dokusunu, ilişkilerini ve farklılıklarını da anlarsınız. Bu zenginliğin tadına vardıkça da çok merak edip okursunuz.
Denizciliğin benim için diğer anlamı da, kendi teknemle yeni yerler keşfetme hayalidir. Zaman zaman burada da değindiğim gibi, arabayla yaptığım gezileri bu sefer deniz üzerinde yapabilmek hayaliyle yaşıyorum. Her sabah rota çizip rüzgarı beklemek, güzel bir koy bulduğumda, bunu sanki ilk kez ben keşfetmişim gibi heyecanlanmak, gökte dolunayı seyredip deniz sesiyle uyumak ve bütün bir seyri, günahları ve sevabıyla planlayıp gerçekleştirebilmek istiyorum. Akşam yatmadan da kaptanın seyir defterini yazabilmeyi tabii...
Dil konusundaki açlığımı bugüne kadar kitaplarla ve özellikle toprağı bol olsun Hulki Aktunç'un Büyük Argo Sözlüğü eseriyle giderdim.
Fakat diğeri yakın zamana kadar sadece beynimin dehlizlerinde dolaşıyordu. Ta ki sekiz ay kadar önce Garanti Bankası Yelken Klubü'ne üye olana kadar... Nihayet bu hayalimi de gerçekleştimek konusunda ilk adımımı atmış oldum. Yelken eğitimini tamamladıktan sonra, yarış takımının antremanlarına katılmaya başladım. Ve ilk yarış tecrübesini de dün yaşadım.
Türkiye Açıkdeniz Yarış Klubü (TAYK) tarafından düzenlenen Fahir Çelikbaş Kupası II Yeşilköy açıklarında gerçekleşti. Biz de IRC I kategorisinde yarıştık.
Özellikle ikinci yarışta, neredeyse bütün hava tahmincilerini yanıltan rüzgar esti. Ataköy Yeşilköy istikametinde bol tramolalı yarış stratejisi, ters istikamette, kavançalı, hızlı balon açma rekabetine sahne oldu. Kiminin startı, kiminin de şamandıra dönüşü sonucu etkiledi.
Yeşilköy sahilinde yarışı izleyenlere soracak olursanız hep dümencilerin sesi duyuldu.
Yazı burada fertik. Yeni yarışlarda buluşmak dileğiyle, alarga...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder