Bu lokantayı Barcelona'ya ilk gelişimde keşfetmiştim. O ünlü, kalabalık ve tabii ki turistik La Rambla Caddesi'nin Raval tarafının paralelinde yer alıyordu. Raval, yani öteki Barselona diyebileceğimiz tarafında...
Bakmayın yerini bu kadar net anlattığıma. Lokantanın La Rambla'ya çok yakın olduğunu biliyordum ama o uzun caddenin hangi tarafına düştüğüyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyordum.
La Rambla'nın dibinde yer alan Hostal'dan çıkıp caddeye doğru yönelince, karşıma çıkan meydan ve bitişiğindeki kilisenin görüntüsü, beynimin derinliklerinden anıları sanki söküp çıkardı. Sezgisel olarak kilisenin solundaki dar sokağa girdim, biraz yürüdüm ve sokağın ilerisinde kendisine kavuştum. Boğazıma yumruk saplandı, Romesco karşımdaydı.
Dükkana girer girmez her İspanyol 'meyhanesinde' olduğu gibi burada da sizi bir tapas bar karşılıyor. Mutfakları da hemen arkasında. Katalancanıza güveniyorsanız, tabureye oturup çalışanlarla sohbet edip şarabınızı yudumlayabilirsiniz.
Tabii biz lokanta bölümüne, dükkanın arka tarafına geçtik. Sadece altı yedi masanın olduğu bu bölüm, bizim gibi yemek konusunda gözü dönmüşler, tapas barın hacminin yetmeyeceği kadar çok yemek yiyecekler için ayrılmıştı.
Lokantanın artık İngilizce menüsü de olmuş. İlk sefer garsonlarla anlaşana kadar neler çekmiştim. Eh o zamanlar İspanyolcam şimdiki kadar iyi de değil, ne 'gamba' bilirim ne de 'calamar'. Ellili yaşlarında, sert bakışlı, tonton garsonları bana anlamsız anlamsız bakmışlardı. Artık çat pat anlaşıyoruz, bir dahaki sefere siyaset bile konuşuruz.
Hesabımız her zaman olduğu gibi, ufak, kare şeklinde, ortaokulda kullandığım bloknot defterleri hatırlatan kağıtla geldi. Altı yedi çeşit yemek ve bir şişe şarap otuz avro bile tutmamış.
Barselona'ya sadece Romesco için bile gidebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder