Birkaç haftadır Millet Caddesi'nin yollarında yoğun bir çalışma var. Topkapı'dan başlayıp Aksaray'a kadar uzanan caddenin kaldırımları yenileniyor.
Türkiye'de kaldırımlar genelde seçim öncesi yenilenir ki, insanların gözü boyansın, dudaklarına bal çalınsın, seçim rüşveti olsun. Belediye seçimleri 2014 yılında yapılacak, iki yıldan daha uzun bir süre var, onca değişiklik seçim yatırımı için yapılmış olamaz.
Fatih Belediyesi'nin internet sitesine baktım, çalışmalarla ilgili bir duyuruya da rastlayamadım. Heralde amaçları, her belediyenin olduğu gibi, semtin daha yaşanabilir, daha uygar bir görünüme kavuşmasıdır. Belki de bir on seneye, caddeyi, Champ-Elyees benzeri, dükkanları, sinemaları, kafeleri ve lokantalarıyla bir cazibe mekanı haline getirmeyi amaçlıyorlar ve bu planlarına kaldırımları yenilemekle başladılar.
Belki de ekonomi kötüye gidiyor, belediye de Keynesyen teoriden yararlanıyor. Ne diyordu Keynes, "devlet kendi harcamaları ile milli geliri artırabilir". Dönem dönem, ekonomistlerin ağzında sakız da olur ya, kaldırımların yenilenmesi devletin keynesyen uygulamalarıdır diye...
Gerçi geçen hafta büyüme rakamları da açıklandı. Türkiye yüzde 8,2 büyüme oranıyla Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Demek ki kaldırım yenilemelerinden kıl kapmamak lazım, Türkiye ekonomisi durgunluğa girmiyor, tahtaya vurunuz, dolu dizgin yoluna devam ediyor.
New York Times'ın bugünkü Pazar ekinde, Adam Davidson imzasıyla bir makale yayınlandı. Amerika ekonomisiyle ilgili ilginç tespitler var. Geçmiş yıllardaki verilere göre, Amerika'da oje satışlarının artması, ekonominin kötüye gittiğinin bir göstergesiymiş. Eskiden, bu durum için ruj satışları dikkate alınırmış.
Aynı yazıda yer alan başka bir veriye göre de, beklenti tahmini için en dikkate değer göstergelerden biri şampanya satışlarıymış. Amerikan halkının tükettiği şampanya miktarıyla, bir sonraki yıl için gelir beklentisinin ne olacağı yüzde doksan oranında tahmin edilebiliyormuş. Yani, gayet insani olarak, gelecek beklentileri olumlu olan insanlar, keyif için, şampanya patlatıyorlarmış. Örneğin 1999 yılında, internet balonu patlamadan ve 2007 yılında, mortgage krizi olmadan önce şampanya satışları iki katına çıkmış.
Herşeyi olduğu gibi, ekonominin gidişatını da insanların beklentileri, dolayısıyla psikolojileri belirliyor. Geleceğinden korkan, kendini güvende hissetmeyen insanlar, doğal olarak harcamalarını da sınırlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası'nın efsanevi eski başkanı Alan Greenspan'in, büyüme tahminleriyle ilgili önem verdiği göstergelerden biri erkek iç çamaşırı satışlarıymış. Yirmi yıl bu görevi başarıyla sürdürmesinin sırrı buymuş.
Yazımın başlığı "ekonomik beklentiler" olsa okuyacak mıydınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder