Birkaç hafta önce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, minibüslerin kaldırılacağı müjdesini verdi.
Müjde diyorum çünkü, toplu taşıma aracı olarak minibüs, bize özgü şekliyle "ne köylü ne şehirli, hem köylü hem şehirli" bir toplu taşıma aracıdır. Güzergahı boyunca belirlenmiş durağı, sefer zamanı, kısacası bir sistemi bulunmamaktadır. Minibüs şoförü istediği yerden, istediği zamanda, bazen en sol şeritten yolcu alma hakkını kendisinde görür. Trafiğin bencil ve şımarık çocuğu gibi davranır.
Pekala yarattıkları karmaşa ve düzensizliklerden ötürü kaldırılmaları gerekiyor ama bugüne kadar da varolmalarının bir sebebi olmalı çünkü tanık olduğum kadarıyla hemen hemen her sosyal sınıftan insan bu araçları kullanıyor.
Örneğin, saha araştırması olarak Ataköy semtini ele alalım. Eğer taksiye binmek istemiyor ve saatlerce de otobüs beklemeyi göze alamıyorsanız, Atrium çarşısından, 4. Kısım'a minibüsle gitmekten başka çareniz bulunmamaktadır. Sahil boyunca sıralanan Yeşilköy, Florya gibi semtlere gitmek meselesine hiç girmiyorum bile, gerçekten macerayı göze almanız gerekiyor.
Bu duruma, kanımca, plansız otobüs güzergahları neden oluyor. Millet Caddesi üzerinden Taksim yönüne onlarca otobüs çalışırken, aynı caddeyi kesen bir güzergahta bulunan Cerrahpaşa Hastanesi'ne sadece bir otobüs çalışıyor. Kızılelma Caddesi üzerinde bugüne kadar sadece bir otobüs hattının hizmet verdiğine tanık oldum. Bu otobüsler, yolculuk sürelerinden ötürü kalabalık oluyorlar, hem de ortak kattettikleri yol mesafesinin uzunluğu nedeniyle trafik yoğunluğuna neden oluyorlar.
Büyükşehir Belediyesi'nin otobüs güzergahı haritası var mı bilmiyorum ama Avrupa yakası için söyleyebilirim, genel olarak otobüsler, birkaç tane arteri yoğun olarak kullanıyor. Minibüsler de, otobüslerin yer almadığı alternatif güzergahlarda onların boşluklarını dolduruyor.
İster istemez insan Londra'daki gibi bir ulaşım sisteminin kendi şehrinde de olmasını arzu ediyor. Duraklarda, otobüslerin varış zamanları, elektronik panolar vasıtasıyla duyurulur. Ortak kullanılan güzergah başına düşen otobüs sayısı, eminim ki İstanbul'a göre oldukça düşüktür.
Ben, özellikle insanları gözlemleyebilmek ve muhabbetlerine kulak misafiri olabilmek için otobüs kullanıyorum. Genellikle de Fındıkzade'den Taksim'e gitmek için tercih ediyorum. Ne yalan söyleyeyim, itiş kakış çok olduğu için uzun güzergahlarda kullanamıyorum.
Güzergah sorunu çözülür çözülmez, gece otobüsü hizmetine de el atabilirler. Hatta günlük ve haftalık ulaşım kartı da kullanıcılara sunulabilir. Hocam Hayri Baraçlı'nın daha yapacak çok işi var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder