26 Ekim 2011 Çarşamba

Ciğerlerimi güncelliyorum

Tam sekiz gündür içmiyorum. Çok değil, hepi topu on üç yıl olmuş bu merete başlayalı ama hiç bu kadar uzun süren bırakma girişimim olmamıştı.

Londra'da en sefil zamanlarımda bile aklımdan geçirmemiştim bırakmayı. Arkadaşınız gibidir sigara, pub'ta tek başınıza oturmuş bira içerken size eşlik eder ya da elinizde kahve, deli divane sokaklarda dolanırken.

Dört sene öncesinin Londra'sında 'convenience store'larda beş sterline satılıyordu. Gerçi oradaki uygulama Türkiye'dekinden biraz farklıydı çünkü Hackney'deki bir bakkalden 4,82 sterline aldığınız sigaranın aynısı Charing Cross Road'da bir başkasında 5,02 sterlin olabiliyordu.

Giritli ev arkadaşım, havalimanı gümrüğünde çalışan bir Rum arkadaşından kartonunu yirmi sterline tedarik ediyordu. Kime kaça satarsa. Gümrük'teki de kazanıyordu, ev arkadaşım da. Ben de ev arkadaşı olmanın nimetlerinden yararlanıyordum, maliyetine alıyordum kartonları.

Kalem namusudur yalan yazamam, gümrükten gelen bu İsviçre malı sigaralar Türk tütünüyle yapılmış sigaraların yerini tutmuyordu. Türkiye'ye tatile geldiğim her defasında, yakalanmadan gümrükten kaç karton geçirebileceğimin denemesini yapıyordum. Geçmiş zaman, sekiz karton geçirebilmiştim diye hatırlıyorum ama yazarlara güven olmaz, hikaye anlatmayı severler.

İngiltere'de kapalı yerlerde sigara içmenin yasaklanmasının ikinci günü ayrılmıştım o güzel ülkeden. Ondan sonra sadece bir kez gidebildim. Pub önü sigara sosyalleşmelerine ağız tadıyla tanık olamadım.

Evet tam sekiz gün oldu o meredi içime çekmeyeli. Biraz asabileştim sanırım, yerli yersiz kolay sinirleniyorum. Öğleden sonra, akşam üstüne doğru, nikotinsizlik iyiden iyiye bastırıyor, ellerimi dudaklarımda ve yüzümde gezdirmeye başlıyorum.

Biraz daha sabırlı olmaya ihtiyacım var. Hemen hemen bütün testleri geçtim. Ocakbaşında rakı keyfi yaptım, şarap eşliğinde film seyrettim, öğle tatilinde fosur fosur sigara içilen masalarda bulundum, üşenmedim, yirmi bir kat aşağı inip dostlarıma eşlik ettim, yine de elime sürmedim. Bir tek yazı testim kalmıştı. Defterimin yanında kül tablası, yazmaya başlamamla beraber dolardı. Sigara içmeyen yazar mı olurmuş?

Sosyal içici olabilmeyi isterdim. Fena mı olurdu, sadece öğle tatillerinde az şekerli bir kahveyle bir tane sigara tüttürmek. Belki haftasonları içki sofralarında biraz şımarıp sayıyı attırabilirdim. Yapamayacağımı biliyorum, elime bir sürdüm mü, günde en az on tane içeceğim.

Derlerdi inanmazdım, ağzımın tadı da yerine mi geldi ne? Sanki damağımda ve dilimde tat sinirleri ortaya çıktı. Belki de ben abartıyorumdur.

Arkadaşlarıma soracak olursanız ben hükümet yalakasıyım ve Başbakan dedi diye sigarayı bıraktım. Dört çocuk da yapar mıyım?

3 yorum:

  1. Merak ediyorum? Hala sigara icmiyor musunuz?

    YanıtlaSil
  2. Hayir, tek firt bile cekmedim henuz:) ama gobegim biraz yag bagladi...

    YanıtlaSil
  3. E bravo o zaman size! Umarim boyle devam eder ayrica biliyosunuz ki onlar Turk kasi, yag falan aa duymiyim:)

    YanıtlaSil