15 Aralık 2011 Perşembe

Annemin hücresi

Blog ödüllerinde ilk ona kaldığımı öğrenince, rakiplerime karşı şansımı değerlendirebilmek için eski yazılarımı tekrar okudum. Benim için acıklı olan gerçeği farkettim ki, yazılarımda annemden sadece bir kere bahsetmişim. Kaleiçi'ndeki öğretmenlik dönemine atıf yapmışım ama onun hakkında fikir oluşturucak hiçbir bilgi vermemişim. Babamdan çok fazla söz etmişim, ailede pozitif ayrımcılık var.

Biliçaltımın bana oynadığı bu oyunun tabii ki farkındayım, annemden intikamımı alıyorum. Annem, sıfırcı bir edebiyat öğretmeniydi. Tahmin edebileceğiniz üzere, çocukluğum kitaplar arasında geçti. Okumayı sökmeye başladığım zamanlarda, yaşıtlarım sapan atarken, kızkaçıran patlatırken, ben dört duvar arasında, annemin hedef koyduğu sayfa adedi kadar okumak zorundaydım. Ayrıca, bu kitap okuma 'hedefinin' öncesinde veya sonrasında, yine kendisinin belirlediği bir konu hakkında kompozisyon yazmam gerekiyordu.

İnce uçlu kırmızı kalemiyle, yazıda yaptığım yanlışları işaretler, dilbilgimi geliştirebilmem için beni uyarırdı. Öğrencilerinin kompozisyon sınavından on almasının imkansız olduğunu gururla anlatırdı. Sanırım bunu başaran sadece iki öğrencisi olmuştu. Bu iki öğrencisinin ismini de, otuz yıl geçmiş olmasına rağmen hatırlar. Belki onları benden de çok seviyor olabilir.

İlkokul hayatım, kitap okumak, kompozisyon yazmak ve ödevlerimi tamamlamakla geçti. Bunlardan vaktim kalırsa dışarı çıkabiliyordum ama o da, oldukça sınırlı bir zaman için olabiliyordu. İşte belki de, bu nedenle yalnızlığa tutkuyla bağlıyım. Sıkıcı, yapay kalabalıkların arasında olmaktansa, evde bir başıma Marukami romanı okumayı tercih ederim. Şu kış gününün sürpriz güneşinin altında, önümden akıp geçen kalabalıklara karşı, bir kahvede, saatlerce okuyabilirim.

Hemingway'e göre yazarlığın ön şartı mutsuz bir çocukluk geçirmekmiş. Çocukluğum mutsuz geçmedi ama yazar olabilmek için gereken sabrı gösteremedim, zora gelemedim.

Ama, en azından, Orhan Pamuk'un 'Babamın bavulu' yazısı varsa benim de 'Annemin hücresi' yazım var.

Blog yarışmasında oy veren herkese minnettarım.

1 yorum:

  1. Güzelmiş... Ortaokulda fen bilgisinden 10 değil de es kaza 9.5'tan 10 alsam bizde de "Fen bilgisi öğretmeninin çocuğuna 9.5'tan 10 almak yakışıyor mu" krizi çıkardı:)

    YanıtlaSil