4 Ocak 2014 Cumartesi

Durma, üfle be bacım

Anlamsız kutuplaşmalardan, temelsiz tartışmalardan sıkıldıkça, günlük sevimsiz siyasetten uzaklaşıp, nefes almak için insan 'kültür, sanat' olaylarına eğiliyor.Kimisi izlediği film sayısını artırıyor, kimisi sergiye gidiyor, ben de müziğe kaçıyorum. Hele bir de yeni bir müzisyen keşfettiysem, tadından yenmiyor...


Yılın son günlerinde malum, yılın en iyileri, en mükemmelleri, en bombaları içerikli listeler yayınlanıyor. Günlük rutin twitter okumalarımın birinde, takipçilerimden biri, yılın enleri listesi içeren bir tweet atmış, ben de burdan bana iş çıkar diye ipad'imim okuma listesine atmıştım, sonrasında okurum diye...

Chicago orijinli ünlü Down Beat caz dergisi, 2013 yılının en iyilerini okuyucularının oylarıyla belirlemiş. Listede sadece, en iyi albüm, en iyi vokal, en iyi çıkış yapan sanatçılar yok. Trompetçisinden, piyanistine, caz müziğine katkıda bulunan her alanın en iyileri belirlenmiş.

Bu satırların yazarının gözü, doğup büyüdüğü topraklardan ötürü, listede hemen klanetin en iyisine takıldı. Anat Cohen adında bir hanımefendiyi bu alanın en iyisi olarak seçmişler.

Derginin okuyucuları, eminim çok iyi caz müziği dinleyicileridir, kulakları, nerede farklı ve kaliteli bir müzik var ayırt edebiliyorlardır ama hemen üzerine atlamadım ben de süzgecimden geçirdim.

Anat Cohen, Tel Aviv İsrail doğumlu bir sanatçıymış. İsrail'de okuduğu konservatuarın klanetçiye ihtiyacı olduğu için klarneti seçmiş. Lise öğretmeni ona klarnetin modern cazla uyumlu olmadığını söylemiş ve uzun bir süre klarnetini bırakıp tenor saksafon çalmaya başlamış. Sonrasında gittiği Boston'daki Berklee Müzik Okulu'da bir profesör 'klarnette bir sound yakalayabileceğini düşününce geri dönmüş. Ve ne acıdır ki bu yaz Caz Festivali için İstanbul'a gelmiş ama yönlendiren bir dostumuz yok ki konserine gidelim. Bundan sona biz ona gideriz.

Anat Cohen'in klarnet çalan bir Yahudi olduğu öğrenince, onun atalarının kesinlikle Trakya'dan göç ettiğini düşünmüştüm. Israrlı bir şekilde internette bu varsayımımın kanıtı peşinde koşarken, yukarıda da belirttiğim gibi klanernete 'tamamen ihtiyaçlar' sebebiyle başladığını öğrendim. Dedesi dedemin kapı komşusu çıksa ne sürpriz olurdu di mi?

Apple'ın dükkanından, onun özüne dönüş, klarnet şaheseri albümü Poetica'yı satın aldım. Albümün bence en güzel parçası Agada Yapanit'i dinlerken, Mustafa Kandıralı'nın caz roman şarkısını düşündüm.

Klarnet caza uymaz diyenin alnını karışlarım.  

 

2 yorum: