10 Ocak 2010 Pazar

Londra’nın efendisi


O kadar özledim ki elime bir kahve alıp sokaklarında boş boş dolaşmayı, kitapçıda saatlerce takılıp, karnım açıktığında en ucuzundan Çin yemeği yemeyi. Bir pub’ında Arsenal maçı izlemeyeli iki seneden fazla olmuş.

Kapısı olmayan, hareket halindeyken bile binebildiğiniz nostaljik 38 numaralı ‘routemaster’ götürürdü sizi Arsenal mahallesi Islington’a. O bile tarih olmuş, ben de mi yaşlanıyorum ne? Londra’da direnen, tedavülden kaldırılmayan otobüslerin son temsilcisiydi o. Eğer kondüktöre yakalanmazsanız bedava seyahat edebileceğiniz yegane otobüs. Yolcu alma yeri ve üst kata çıkılan merdivenleri arka tarafındaydı. Kondüktör merdivenin başında durur ve yeni binen yolcular yerlerini aldıktan sonra biletlerini kontrol ederdi. Çoğu zaman da hiç oralı olmazlar, bütün gün aynı yollardan geçip aynı duraklarda beklemenin getirdiği bıkkınlıkla bilet kontrolü de yapmazlardı. Bazen de dalgınlıktan sizi yeni binen yolcular içinde ayırt edemez, yanınızdan kontrol yapmadan geçer giderlerdi.

Victoria istasyonunda başlayıp Angel, Islington, Dalston, Clapton ve nihayet Lea Bridge Road’a kadar uzanan güzergahında ilk seferini 16 Haziran 1912’de yapmış. Benimle ilk seferini 2003 aralık ayının son haftasında bir günde yapmıştı. Tam altı yıl olmuş. İlk ne zaman sızdım, biletsiz yakalandım, neresine kustum inanın hatırlamıyorum. Parasız günlerimin kahramanı, beyaz atlı prensimdi o.

Geri getirebilir misiniz benim Londra’daki ilk yıllarımı, 38 ile bedava yolculuklarımı, Angel barlarında geçirdiğim zamanlarımı? Artık Routemaster yok. Eski Londra da benim için artık yok.

1 yorum:

  1. süper yazıyorsun dostum. sevdim seni, her kim isen.

    YanıtlaSil