5 Aralık 2010 Pazar

Klozet

Babam beni özleyip vakit geçirmek istediğinde muhakkak evimle ilgili bir eksik tespit edip giderilmesini vazife edinir. Uygun zamanımı yakaladığında da hemen harekete geçerek bütün ayrıntılarını kafasında kurguladığı planını uygulamaya başlar.

Evimde gördüğü en son eksiklik rezervuarı dolduran musluğun su kaçırmasıydı. Rezervuarı dolayısıyla klozeti verimli kullanmak için yerinde bir tespitle değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Musluğun başlığı olmadığı için klozetin her kullanımında rezervuarın üstünde duran penseyle açılması, sifon çekilip rezervuarın boşalıp tekrar dolduğunda da yine aynı penseyle musluğun kapatılması gerekiyor. Çünkü biraz önce dediğim gibi musluk su kaçırdığı için banyo su oluyor hem de şıp şıp fayansa damlayan suyun sesi insanın sinirlerini bozabiliyor.

Babam bu önemli vazifenin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Ben de çok rafine olan estetik değerlerim nedeniyle beğenmediğim klozeti tamamen değiştirmeyi teklif ettim. Onun da aklına yattı ama kafasında sadece musluğun değiştirilmesiyle ilgili plan olduğu için sanırım biraz gafil avlandı. İnsanları şaşırtmayı seviyorum.

Şehrimizin önde gelen yapı marketlerinden birinin yolunu tuttuk. Daha önce nerede gördüğümü hatırlamadığım, rezervuarı kısa ve sifon düğmesi üzerinde değil de yanında olan bir klozet almayı kafama koymuştum. Hayallerimde böyle bir klozet vardı, acaba rüyamda mı görmüştüm? Sonuç olarak bedeninizin de temasta olacağı bir nesneyi satın alırken azami özen gösterilmeli. Bazı günler üzerinde yarım saat kitap okuyorak geçirdiğim bir nesneyi gelişi güzel alamazdım. Babamla yaşadığımız çatışma da bu bakış açısından kaynaklanıyor. O çok pratik (gerçekten olumlu anlamda kullanıyorum) bir insan olduğu için, bu tür alışverişlerde kullanım ve estetikten ziyade, hadiseyi bir iş gibi düşünüp olabilecek en kısa zamanda işin neticelendirilmesine konsantre oluyor. Yani klozetin bir an önce alınıp montajının tamamlanması gerektiğini düşünüyor.

Bu bakış açısını anlıyorum ve saygı duyuyorum ama maalesef ben böyle değilim ve aceleye getirdiğim işlerimde sonradan hep pişman oldum. Bu nedenle o yapı marketteki klozetler içime sinmedi ve diğerlerini de dolaşmak istedim. Yutkundu, başını biraz eğdi, zorlukla duyabildim, ‘peki’ dedi.

Gittiğimiz ikinci yapı market çeşit açısından oldukça fakirdi, estetik anlayışımıza hitap eden klozet yoktu biz de çok oyalanmadan üçüncüsüne gitmeye karar verdik.

Bir yandan rafine estetik değerler, bir yandan da İstanbul trafiği derken üçüncü yapı markete girerken hava çoktan kararmıştı. Geç olsun güç olmasın derler, hayallerimdeki değil ama ‘işimi görebileceğim’ klozeti burada buldum. Şu anda koridorda işinin ehli bir ustayı bekliyor. Usta için aynı itinayı göstermeye gerek var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder