8 Mayıs 2011 Pazar

Çılgın projem

İki haftadır Başbakan’ın çılgın projesi tartışılıyor, tozu dumana kattılar, bende de gazeteci refleksi yok ki, giremedim konuya.

Kimisi bu projenin yeni olmadığını, çok eskilere dayandığını söyledi, kimi AKP karşıtları bodoslama projenin deliliğini vurguladı, özüne bakmadı, kimisi de ‘proje finansman’ gözüyle projenin artısını eksisini konuştu. Eh bu toprakların huyudur, söylenene değil de önce söyleyene bakılır. Proje henüz kapsamlı olarak değerlendirilmedi, ne de olsa güzergahı bile belli değil . Yoksa çevresel etkileri, nakit akımı, geliri gideri, petrolün kanal üzerinden değil de boru hattıyla taşınması olasılığı araştırılmalı, tartışılmalı. Neticede Boğaziçi ve ülkemiz için ne uygunsa o yapılmalı. Tabii bunun için de ‘badem bıyık’, ‘rant’ gibi sloganlardan ve önyargılardan sıyrılıp projenin özüne odaklanmalı.

Neyse efendim, uygulanır uygulanmaz, verimlidir verimsizdir kimsenin hayalinden zarar gelmez, tartışmaktan korkmayınız.

Benim de yıllardır dile getirdiğim ama tembelliğimden ve ‘sermaye’ sıkıntısından bir türlü hayata geçiremediğim ‘çılgın bir projem’ var: Saroz Körfezi’nin kuzeyine, Enez’in Altınkum sahiline bir sörf okulu açmak.

Sörf okulu, restaurant, otel hepsi birarada olacak. Bina en fazla üç kattan oluşup, kesme taştan ve yüksek tavanlı inşa edilecek. Geniş terasında yemeğinizi yiyip içkinizi yudumlarken güneşin batışını izleyebileceksiniz.

Madem proje dedik, o zaman ‘proje finansman’ gözüyle inceleyip SWOT analizi yapalım.

Projenin en güçlü tarafı müşteri potansiyelinin en yüksek olduğu İstanbul’a karayoluyla ulaşabileceğiniz en yakın sörf okulu olması. Alt tarafı ikiyüzseksen kilometre. Bunun yanında Gökçeada’ya giden Bulgar turisti de okula çekebileceğim, adamın yolunun üstü. Bir iki tane Bulgar hoca bile istihdam edebilirim.

Zayıf noktası bölgenin sezonunun kısa olması ve yazlıkçılarının ‘memur zihniyeti’nden ötürü ev dışı tüketimlerinin olmaması.

Fırsat tarafında da yaratıcı bir kampanya, hoş bir ‘leaflet’ ile genç yazlıkçılara sörfü sevdirme ihtimalinin yüksek olması.

Tehdit kısmında da rüzgar var. Bazen kesik kesik esen rüzgar açıklarda kalburüstü sörfçülerin keyfini kaçırabilir.

Kaç yataklı olacak, doluluk oranı ne olur, sezon süresi uzatılabilir mi, yiyecek içecek ne kadar gelir yaratır gibi soruların cevaplarını düşünüp henüz bir fizibilite çalışması ve nakit akım tablosu yapmadım. Yaptığım gibi bir banka şubesine koşup kredi isteyeceğim. Tabii önce güzelinden bir arsa da kapatmam lazım.

İşler oturup işletme faaliyetlerinden kar da yaratmaya başlayınca Yunanistan’ın Dedeağaç (Alexandrapolis) kentiyle Enez arasında sörf yarışları da düzenleyip iki ülke ve kent arasında ‘dostluk köprüsü’ kurulmasına vesile olacağım.

Otelin içine, sörflerin yelkenine, tahtasına reklam vermek isteyen olursa bana bir mail atması yeter.

Şaka şaka yahu, ben popomu kaldıracağım da böyle bir okul kuracağım. Bu hayalimi yazıya da döktüm artık gazım kaçtı. Parası olup bu projeyi yapmak isteyen ‘bir deli’ varsa buyursun kullansın fikrimi. Güneş batımında otelin terasında çift kişilik bir yemek ısmarlasın bana yeter.

2 yorum:

  1. Bu yunana gavuru batarsa, ordan sahilden biyer kapatalim :D Mangal ortamina ben bakarim, hem sezon uzun. Gözünü acccccc

    YanıtlaSil
  2. Kafan ticarete basıyor işte senin. Bu yaz arsa bakmaya Yunanistan'a gidiyoruz.

    YanıtlaSil