1 Kasım 2010 Pazartesi

Yüzük çetesi


Seine Nehri’nin kuzey kıyısı boyunca Louvre Müzesi’ne doğru yürüyorum. Arkamdan bir hanım “Mösyö” diye seslendi. Elinde bir yüzük, Fransızca “siz mi düşürdünüz” dedi sanırım. Ben de İngilizce “benim değil” dedim. Bu sayede ortak dili bulup muhabbetimize İngilizce devam ettik. Bana yüzüğün altın olup olmadığını sordu. Altın olmadığı çok belliydi. Yüzüğü aldım, damgasına baktım ve yalan atıp altın dedim. Yüzünde yapmacık bir gülümseme belirdi. İyi günler dileyip yoluma devam ettim. Bu sefer de “Sir” diye seslendi, koşarak yanıma geldi ve yüzüğü uzatarak “lütfen hatıra olarak saklayın” dedi. Müstehzi gülerek teşekkür ettim ve yüzüğü cebime attım. Akşam için yüzükle ilgili bir kurgu oluşturdum. Dil’e bir oyun oynamaya karar verdim.

Arkamdan yine koşturarak geldi ve para istedi. Cebimden bir avro çıkartarak hanıma verdim. Altın bir yüzük için bunun çok az olduğunu söyleyerek çok sinirlendi. Oralı olmadım, yoluma devam ettim. Biraz ilerde bir banka sigara içmek için oturdum. Yüzük çetesinden başka bir kadın önümde eğilip sanki orada, yerde bulmuş gibi yüzük uzattı. Hiçbir şey demeden sadece gülümsedim kadına. Gözlerime baktı ve uzaklaştı. Eiffel Kulesi’ne gidene kadar önümde, arkamda bir kaç kişi daha aynı şekilde aniden eğilip ellerinde yüzükle bana doğruldular. Seine Nehri boyunca yüzük çetesi tam mesai çalışıyordu.

Birazdan akşam yemeği için Anvers İstasyonu’nda Dil’le buluşacağım. Bakalım kafamdaki kurguyu gerçekleştirebilecek miyim? Onun yüzünde oluşacak tepkinin fotoğrafını çekebilmek isterdim.

1 yorum:

  1. adamlar 2015'in mart ayında hala aynı taktikle çalışıyorlar.

    YanıtlaSil